Gündem

12 Eylül darbesi nedir, darbeyi kim gerçekleştirdi, kime yapıldı? 12 Eylül darbesinin sebep ve sonuçları

12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu, meclis feshedildi, anayasa askıya alındı ve Türkiye askeri yönetimin hâkim olduğu karanlık bir döneme girdi. 12 Eylül nedir, darbeyi kim gerçekleştirdi, kime yapıldı? 12 Eylül darbesinin sebep ve sonuçları... Tüm detaylar haberimizde...

12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türk demokrasisinin en ağır müdahalelerinden biri olarak tarihe geçti. 45 yıl sonra bile darbenin toplumsal ve siyasi etkileri hafızalardaki yerini koruyor.

12 EYLÜL DARBESİ NEDİR?

12 Eylül Darbesi ya da 1980 İhtilali, resmî adıyla 12 Eylül 1980 Harekâtı ya da Bayrak Harekâtı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980’de emir-komuta zinciri çerçevesinde gerçekleştirdiği askeri müdahaledir.

12 EYLÜL DARBESİNİ KİM GERÇEKLEŞTİRDİ?

12 Eylül 1980 darbesi, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirildi.

Darbe, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in önderliğinde bir grup üst düzey komutan tarafından planlanarak hayata geçirildi.

Darbe lideri Kenan Evren, 1982 Anayasası’nın hazırlanmasında başat rol üstlendi. 1982 Anayasası, yapılan değişikliklere rağmen günümüzde hâlâ Türkiye’nin temel anayasal düzenini oluşturuyor.

Kenan Evren ve darbenin diğer sorumluları, yıllar sonra yargı önüne çıkarıldı. 2014’te mahkeme tarafından suçlu bulunarak cezalandırıldılar. Kenan Evren, 2015 yılında yaşamını yitirdi.

12 EYLÜL DARBESİ SEBEPLERİ

Siyasi İstikrarsızlık: 1970’lerin sonlarına doğru Türkiye, ardı ardına değişen hükümetler, artan işçi grevleri, siyasi çekişmeler ve terör olaylarıyla büyük bir istikrarsızlık yaşadı. Bu süreçte iktidara gelen hükümetler, yaşanan krizlere kalıcı çözümler üretemedi ve toplumsal huzursuzluk daha da derinleşti.

Sağ-Sol Çatışmaları: Ülke, sağ ve sol görüşlü örgütlerin silahlı eylemleriyle sarsıldı. Karşılıklı saldırılar ve sokak çatışmaları, ülkeyi adım adım kaos ortamına sürükledi.

Ekonomik Kriz: Yüksek enflasyon, işsizlik oranlarının artışı ve ekonomik dengesizlikler, halkın yaşam koşullarını zorlaştırarak kriz ortamını daha da ağırlaştırdı.

Anayasal Çıkmaz: 1961 Anayasası’nın tartışmalı maddeleri ve uygulamadaki aksaklıklar, siyasi krizlerin çözümünü zorlaştıran önemli etkenlerden biri olarak öne çıktı.

Ordu ve Sivil Yönetim İlişkisi: Türk Silahlı Kuvvetleri, sivil hükümetlerin ülkeyi bu krizlerden çıkaramadığı görüşündeydi. Bu nedenle ordu, ülkeye istikrar getirmek amacıyla yönetime el koyma kararı aldı.

12 EYLÜL DARBESİ NE ZAMAN OLDU?

12 Eylül 1980 gecesi saat 03.00’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başlatılan askeri müdahale kapsamında TRT, PTT ve iletişim merkezlerine el konuldu. Operasyonun devamında İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakan Süleyman Demirel’in evi ve diğer kritik noktalar sorunsuz bir şekilde kontrol altına alındı ve saat 04.00’te darbe bildirisi radyodan tüm ülkeye duyuruldu.

12 EYLÜL DARBESİ SAAT KAÇTA OLDU?

12 Eylül 1980 gecesi saat 03.00’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başlatıldı.

12 EYLÜL DARBESİNDE CUMHURBAŞKANI KİMDİ?

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte Başbakan Süleyman Demirel’in hükümeti görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi feshedildi. 1961 Anayasası ve sonraki yıllarda yapılan değişiklikler askıya alınarak ülkede askeri yönetim dönemi başladı. Cunta yönetimi, ülkeyi 13 sıkıyönetim bölgesine ayırarak bu bölgelerin başına 13 general atadı. Ayrıca Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki tüm derneklerin faaliyetleri durduruldu.

Siyasi partiler askeri yönetim kararıyla kapatıldı. Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit Hamzakoy’a, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş ise Uzunada’ya gönderildi. Bu süreçle birlikte siyasi yasaklar yürürlüğe girdi ve ülkedeki siyaset tamamen askeri yönetimin denetimi altına girdi.

KENAN EVREN CUMHURBAŞKANI OLDU

12 Eylül 1980 darbesine öncülük eden beş generalin oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi, tüm yetkileri devralarak ülke yönetimini üstlendi. 21 Eylül’de Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu başkanlığında kurulan hükümet göreve başladı. Darbenin ardından geçen üç yıl boyunca birçok önemli yasa değiştirildi ve askeri yönetimce oluşturulan Danışma Meclisi tarafından hazırlanan 1982 Anayasası, yapılan referandumda yüzde 92 “evet” oyu alarak kabul edildi.

Milli Güvenlik Konseyi 1983’e kadar görev yaptı. Bu tarihten sonra Cumhurbaşkanlığı Konseyi’ne dönüştürülen yapı, üyelerinin altı yıl daha görevde kalmasını sağladı. Kenan Evren, halk oylaması sonucu Cumhurbaşkanı seçildi ve göreve başladı. Evren, Milli Güvenlik Konseyi’nin hukuki varlığının sona ermesinin ardından yaptığı konuşmada, “Huzur içinde görevi devrediyoruz, demokratik düzene geçilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri hiçbir zaman ülke yönetimini üstlenmek hevesinde olmamıştır.” ifadelerini kullandı.

Geçici 15. madde 2010’a kadar yürürlükte kaldı. Bu madde, askeri yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelledi ve ancak 2010 Anayasa değişikliği referandumuyla yürürlükten kaldırıldı.

ERDAL EREN YAŞI BÜYÜTÜLEREK İDAM EDİLDİ

12 Eylül askeri darbesinin ardından cunta yönetimi, toplumda derin izler bırakan idam kararları aldı. İlk idamlar 9 Ekim 1980’de infaz edildi; sol görüşlü Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu asıldı. Darbe öncesi bir askeri inzibat erinin öldürülmesi nedeniyle yargılanan 17 yaşındaki Erdal Eren ise 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi. Kenan Evren’in Eren’in idamına atıfla söylediği “Asmayalım da besleyelim mi?” sözü hafızalara kazındı.

Yargıtay’ın iki kez bozmasına rağmen Milli Güvenlik Konseyi’nin onayladığı karar sonucunda, yaşı büyütülerek 13 Aralık 1980’de Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildi. Erdal Eren’in infazı, 12 Eylül’ün en çarpıcı ve sembolik olaylarından biri olarak tarihe geçti.

"ASMAYALIM DA BESLEYELİM Mİ?"

12 Eylül darbesinin ardından ülkede karanlık bir dönem başladı ve cunta yönetimi, hafızalara kazınan idam kararlarına imza attı. İlk idamlar 9 Ekim 1980’de gerçekleşti; önce sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu asıldı.

Bir askeri inzibat erinin öldürülmesi suçlamasıyla yargılanan 17 yaşındaki Erdal Eren, 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi. Darbenin lideri Kenan Evren’in Eren’in idamı için sarf ettiği “Asmayalım da besleyelim mi?” sözleri, darbe döneminin en çok hatırlanan ifadelerinden biri oldu. Yargıtay’ın iki kez iptal etmesine rağmen Milli Güvenlik Konseyi’nin onayıyla Eren’in yaşı büyütüldü ve 13 Aralık 1980’de Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildi.

TOPLUMSAL BASKININ AĞIR BİLANÇOSU

Bu süreçte 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 binden fazla kişi hakkında idam cezası istendi, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı ve 50 kişi idam edildi. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, yaklaşık 100 bin kişi örgüt üyeliğinden yargılandı ve 30 bin kişi “sakıncalı” oldukları gerekçesiyle işten atıldı.

KÜLTÜR, SANAT VE MEDYAYA DARBE

Askeri yönetim, kültür ve sanat hayatını da hedef aldı. Bin kadar film yasaklanırken, 4 bine yakın öğretmen ile yüzlerce akademisyenin görevine son verildi. Onlarca gazeteci için binlerce yıla varan hapis cezaları talep edildi.