Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nde okuyan 20 yaşındaki ilahiyat öğrencisi Sena Düzgün, kampüs içerisindeki bir ağaca kendini asarak yaşamına son verdi. Olayın ardından ortaya çıkan intihar mektubu, hem üniversite çevresinde hem de sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olan Düzgün, gece saatlerinde evine dönmeyince ailesi kayıp başvurusunda bulundu. Sabah saatlerinde yapılan aramalar sonucunda genç kızın cansız bedeni, üniversite yerleşkesinde yer alan Tıp Fakültesi Onkoloji Hastanesi bahçesinde bulundu.
İntihar Mektubundaki Kişi Kim?
Sena Düzgün’ün geride bıraktığı mektup, olayın ardındaki duygusal boyutu gözler önüne serdi. Birisine yazdığı satırlar ekiplerin araştırmasını gerektirecek bir durum ortaya koydu. Sosyal medyada paylaşılan ve Düzgün’e ait olduğu belirtilen mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Seni çok sevdim. Ama senin sevgin bana yetmedi. Sana rağmen ben, seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Her şey bitti. Artık ne senin suçun var ne de benim. Elveda.”
“Ahmet Mezarıma Gelmesin”
Mektubunda “Asıl mesele Ahmet, asla mezarıma gelmesin” ifadelerine yer veren genç kızın, Dicle Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan bir akademisyenle ilişkisi olduğu iddia edildi. Bu ilişkinin bitmesinin ardından psikolojik çöküş yaşadığı ve daha önce de intihar girişiminde bulunduğu öne sürüldü. Düzgün’ün intiharından önce hocasına konum göndererek “Cenazemi alın” mesajı attığı da belirtiliyor.
Genç kızın mektubunda, kişisel eşyalarının bağışlanması ve kendisi için mezar yapılmaması yönünde vasiyette bulunduğu, notlarının arasına da “Bir ölünün hatıra defteri” ibaresini eklediği ifade edildi.
Ahmet Pekaydın Kimdir?
Olayın ardından gündeme gelen Ahmet Pekaydın, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak görev yapıyor. Akademik kariyerini aynı üniversitede sürdüren Pekaydın’ın uzmanlık alanı İslam felsefesi. Özellikle İbn Sînâ'nın bilgi felsefesi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor.
Sena Düzgün’ün trajik ölümü ve geride bıraktığı mektup, üniversite çevresinde ve sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. Ahmet Pekaydın hakkında da YÖK tarafından ayrıca soruşturma başlatıldığı öne sürüldü.
