ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen Milken Enstitüsü konferansı kapsamında "The National" gazetesine verdiği demeçte, Amerikan dış politikasının son 80 yıllık geçmişine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Barrack, 1946 yılından bu yana ABD'nin müdahil olduğu yaklaşık 93 darbe veya rejim değişikliği girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek, Irak ve Suriye'de uygulanan federalizm modellerinin kaos yarattığını ve bu stratejilerin işe yaramadığını açıkladı.
"FEDERAL MODELDE ANLAŞAMAYINCA YEDİYE BÖLÜYORUZ VE SAVAŞ BAŞLIYOR"
Tom Barrack, ABD'nin 2003 yılında işgal ettiği Irak'taki süreci değerlendirirken, harcanan kaynakların ve can kayıplarının boyutuna dikkat çekti. Irak'taki durum için "3 trilyon civarında yatırım, 20 yıllık felaket dolu bir tarih, hayatını kaybeden birkaç yüz bin kişi" ifadelerini kullanan Barrack, sonucunda "elde hiçbir şey kalmadı" açıklamasında bulundu.
Barrack, Irak ve Suriye'de uygulanan stratejilerin benzerliğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Aynı şeyi Suriye'de de yaptık. Yani SDG bir tür YPG ya da PKK, bırakalım birbirleriyle baş etsinler. Neden? Çünkü daha kolay ve iyi görünüyor. Özerk olabilirler. Kendi kültürleri var, kendi dilleri olabilir, kendi okulları olabilir, hatta kendi yerel orduları bile olabilir. Sorun şu ki bu durum, Yugoslavya'da olduğu gibi Balkanlaşıyor. Orada da aynı şeyi yaptık. 'Yani tek bir federal model üzerinde anlaşamıyoruz, o halde yediye bölelim.' Bu da yaklaşık bir nanosaniye sürüyor ve birbirleriyle savaşmaya başlıyorlar. Irak’ta olan buydu."
"SADDAM HÜSEYİN SENARYOSU LİBYA'DAN FARKLI DEĞİL VE HİÇBİR ZAMAN İŞE YARAMADI"
ABD'nin Ortadoğu'da insani çıkarlar ve denge arayışı içinde olduğunu savunan Barrack, geçmişte uygulanan formüllerin Amerikalıların hayatını riske atmaya değmeyeceğini belirtti. Barrack, "Ancak son yüz yılda işe yaramayan bir formül uğruna Amerikalıların hayatını riske atmayacağız" dedi.
Irak ve Libya'daki süreçleri karşılaştıran Barrack, sözlerini şöyle sürdürdü: "Irak'ın kaos içinde olduğunu ve İran'ın, Irak için çok büyük mücadele verdiğini hatırlarsanız aslında Sünni kontrolü altındaydı. Yani Saddam Hüseyin senaryosu Libya'dan farklı değil. Kaddafi ve Libya'da aynı şeyi yaptık. Hadi ikiye bölelim, hadi federalizm uygulayalım. Bu hiç bir zaman işe yaramadı."
"BÜYÜK İSRAİL KOMPLOSUNA İNANMIYORUM VE SÜREÇ YAVAŞ İLERLİYOR"
Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilere de değinen Barrack, Suriye yönetiminin işbirliğinden yana bir tavır sergilediğini aktardı. Şam yönetiminin tutumu hakkında konuşan Barrack, "Onları İsrail'e doğru itmemiz dahil onlardan yapmalarını istediğimiz her şeyi yerine getiriyorlar" ifadelerini kullandı.
İsrail'in Suriye'ye "henüz güvenmediğini" ve bu sebeple sürecin yavaş ilerlediğini kaydeden Barrack, ABD Başkanı Donald Trump'ın bölgedeki normalleşme isteğine dair şunları söyledi: "Bence İsrail de bunu istiyor. Büyük İsrail komplosuna inanmıyorum."
"ABD'NİN MÜDAHİL OLDUĞU 93 REJİM DEĞİŞİKLİĞİ GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLDU"
İsrail'in Hizbullah'a yönelik stratejisi ve "neden bitirmediği" yönündeki soruya yanıt veren Barrack, rejim değişikliği politikalarının tarihsel başarısızlığına dikkat çekti.
Barrack, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Rejim değişikliği aslında hiçbir zaman işe yaramadı. 1946 sonrasına bakarsanız, ABD'nin müdahil olduğu her durumda yaklaşık 93 darbe veya rejim değişikliği yaşandı. Hepsi başarısız oldu. Bu yüzden (ABD Dışişleri Bakanı Marco) Rubio ve Trump, rejim değişikliğinden yana değiller, bölgenin kendisine bırakılan bölgesel çözümlerden yanalar. Yani bu sorun İsrail'in Amerika'nın değil. Trump'ın 12 günlük savaşı durdurmak için devreye girmesi tarihi bir durumdu ve harikaydı. İran'da zaten 2 rejim değişikliği gördük, ikisi de işe yaramadı. Peki neden İsrail işi bitirmek istemedi? Bence hikaye daha sona ermedi. Şu an 5. bölümdesiniz, önümüzde daha 5 bölüm var."
