Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Osman Kavala dosyasında Türkiye’nin daha önce verilen kararları uygulamamasını gerekçe göstererek başvuruyu Büyük Daire’ye sevk etti. Karar hem Kavala’nın hukuki durumunu hem de Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulama yükümlülüğünü doğrudan ilgilendiriyor.
AİHM: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI İHLALİ YAPTI
AİHM, daha önce Gezi davası kapsamında yargılanan Osman Kavala’nın haksız yere mahkûm edildiğine hükmetmiş ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini belirtmişti. Mahkeme, Kavala’nın tutukluluğunun hukuki değil siyasi saiklerle sürdürüldüğü yönünde karar vermişti.
Bu kapsamda AİHM, Kavala’nın derhal tahliye edilmesi gerektiğini vurgulamış ancak Türkiye, söz konusu kararı “bağlayıcı olmadığı” gerekçesiyle uygulamamıştı.
DOSYA BÜYÜK DAİRE’YE TAŞINDI
Türkiye’nin AİHM’in tahliye kararını yerine getirmemesi üzerine Mahkeme, süreci bir üst yargı merciine taşıma kararı aldı. Böylece Osman Kavala dosyası, AİHM’in en üst karar organı olan Büyük Daire’nin gündemine girdi.
Büyük Daire, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yorumlanması ve uygulanması açısından ciddi sorunlar içeren başvurulara bakıyor. 17 yargıçtan oluşan heyette, başvurunun yöneltildiği ülkenin hâkimi de üye olarak yer alıyor.
KAVALA’YA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLMİŞTİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan 2022’de Osman Kavala’ya Gezi Parkı davası kapsamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Bu karar, Eylül 2023’te Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmişti.
AİHM ise tüm bu yargı sürecine rağmen, Kavala’nın mahkûmiyetinin hak ihlali niteliği taşıdığı görüşünü yinelemişti.
BÜYÜK DAİRE KARARI NE ANLAMA GELİYOR?
Büyük Daire’nin vereceği karar, yalnızca Osman Kavala’nın hukuki durumu açısından değil, Türkiye’nin AİHM kararlarına uyma yükümlülüğü bakımından da emsal niteliği taşıyacak. Karar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bağlayıcılığı ve üye ülkelerin yükümlülükleri konusunda yeni bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.




