AK Parti’nin “sivil anayasa” olarak adlandırdığı süreç, yaz ayları boyunca aralıksız devam etti. Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, “Anayasa ve İnce Hesaplar” başlıklı yazısında, parti içinde yürütülen çalışmaları ve olası siyasi senaryoları aktardı.
ANAYASA TOPLANTILARI KÜLLİYE’DE DEVAM ETTİ
AK Parti’nin “sivil anayasa” hazırlıkları, yaz boyunca Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan haftalık toplantılarla sürdü. Toplantılara grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcıları düzenli olarak katıldı. Mevcut anayasanın tüm kurumları ve maddeleri tek tek incelendi; özellikle “yargı”, “seçim sistemi” ve “yerel yönetimler” başlıkları üzerinde duruldu.
Babacan, çalışmaların artık raporlama aşamasına geldiğini belirterek, “Komisyon, hazırlayacağı çerçeve metni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunacak. Bu noktaya gelmek için en az üç aya daha ihtiyaç olduğu belirtiliyor.” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI VE PARTİ GENEL BAŞKANLIĞI AYNI KİŞİ Mİ OLACAK?
Yeni anayasa taslağının içeriği henüz netleşmemiş olsa da kulislerde bazı başlıklar öne çıkıyor. En dikkat çekici tartışmalardan biri, cumhurbaşkanı ile parti genel başkanlarının aynı kişi olup olmayacağı konusu.
Yerel yönetimlerin yetkileri de tartışma konularından biri. Babacan, “İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yerel yönetimler taslağında belediyelerin yetkileri kısıtlanıyor. DEM Partisi’nin talep ettiği güçlü yerel yönetim modelleri yeni anayasada yer alacak mı?” sorusunu gündeme getirdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE REVİZYON GÜNDEMDE
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinde çeşitli revizyon planlarının tartışıldığı belirtiliyor. Bazı çevreler sistemin tamamen yenilenmesi gerektiğini savunurken, bazıları mevcut yapının “avantajlı hale getirilecek şekilde revize edilmesi” görüşünü dile getiriyor.
Babacan, “Anayasanın ilk dört maddesinin tartışma konusu olmadığını söyleyen komisyon üyelerini bekleyen bir sürpriz olacak mı?” sorusunu yönelterek, önümüzdeki dönemin gergin geçebileceğine dikkat çekti.
MHP VE YENİ “SİYASİ PARTNERLER” İLE TEMAS ARAYIŞI
Babacan’a göre, anayasa taslağının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulmasının ardından süreç hızlanacak. AK Parti, metni önce MHP ile paylaşacak, ardından diğer siyasi partilerle temas yollarını arayacak.
“AK Parti taslağını MHP başta olmak üzere siyasi partilere götürecek. Ya da diğer partileri içine katacak formüller ortaya atılacak. Yeni ‘siyasi partnerler’ oluşturulmaya çalışılacak.” ifadeleriyle olası ittifak arayışlarına dikkat çekildi.
REFERANDUM VE ERKEN SEÇİM HESABI AYNI MASADA
Parti içindeki tartışmalar yalnızca anayasa değişikliğiyle sınırlı değil. Referandum ve genel seçim arasındaki takvimsel ilişki de gündemde. AK Parti içinde iki farklı görüş öne çıkıyor.
Bir grup, anayasa referandumundan alınacak olumlu sonucun hemen ardından genel seçime gidilmesini savunurken, diğer grup olası bir “hayır” sonucunun iktidarı zora sokabileceğini düşünüyor.
Babacan, bu durumu “Anayasa kabul edilirse bu rüzgar kaybedilmeden seçimin planlanması, anayasa reddedilirse yenik bir hükümet psikolojisinin iyi yönetilmesi gerektiği” şeklinde özetledi.
HUKUKÇULAR ORTAK REFERANDUM-SEÇİM FORMÜLÜNE MESAFELİ
Bazı parti hukukçuları ise referandum ve genel seçimin aynı dönemde yapılmasına karşı çıkıyor. Hukuken ve siyaseten bu yöntemin risk taşıdığı belirtiliyor.
Babacan, “Kazançlı çıkmak için ince ayar yapılmaya çalışılıyor. Ancak netleşmiş bir karar yok. Fikir alışverişi sürüyor.” dedi.
“BU İŞ ÇOK SU KALDIRIR”
Yazısının sonunda Babacan, sürecin uzun ve değişken bir seyir izleyeceğini vurguladı.
“Gördüğünüz gibi bu iş çok su kaldırır. 2028 yılı genel seçim için son tarih olduğuna göre, bundan önceki her yılın, her ilkbaharı, her sonbaharı bunun için aday.” ifadeleriyle, yeni anayasa tartışmalarının önümüzdeki yıllarda da gündemde kalacağını belirtti.