Dünya

Doğu Akdeniz'de oyun kurucu bir güç: Libya'nın Türkiye ile kritik anlaşmayı onaylaması an meselesi!

Doğu Akdeniz’de güç dengelerini etkileyebilecek önemli bir gelişme yaşanıyor. Libya’nın doğusundaki Temsilciler Meclisi, Türkiye ile 2019 yılında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını onaylamaya hazırlanıyor.

Libya'nın doğusunu kontrol eden Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi, 2019’da Türkiye ile Trablus yönetimi arasında imzalanan deniz yetki alanı anlaşmasını yeniden gündemine koydu. O dönem Halife Hafter’e bağlı otorite tarafından sert bir dille reddedilen bu anlaşmanın şimdi onaylanması, yalnızca sembolik değil, jeopolitik açıdan da birçok ciddi çıktıya sahip.

Ankara, bu adımla Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerini, Libya içinde yeni bir kriz yaratmadan sürdürmeyi hedefliyor.

Ankara-Tobruk Hattında Diplomasi Trafiği

Uzun süredir Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yakın ilişkiler sürdüren Türkiye, son dönemde Tobruk’la da doğrudan temaslara başladı. Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Aralık 2023’te Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşürken, Halife Hafter’in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu Kara Kuvvetleri Komutanı Saddam Hafter de Nisan 2025’te Türkiye’yi ziyaret ederek ilişkileri bir üst seviyeye taşıdı.

Haziran ayında ise Hafter’e bağlı üst düzey komutanlar Ankara’da Milli Savunma Bakanlığı ile eğitim, danışmanlık ve askeri yardım konularında görüşmeler gerçekleştirdi.

Deniz Mutabakatı Bölgesel Dengeleri Nasıl Etkiler?

2019’da Türkiye ile Trablus yönetimi arasında imzalanan mutabakat, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı sınırlarını olması gerektiği gibi belirlemişti. Anlaşmaya göre çizilen batı sınırı, Yunanistan’ın Girit Adası’na sadece 45 deniz mili mesafede yer alıyor. Bu adım, başta Yunanistan ve Mısır olmak üzere birçok aktörün sert tepkisini çekmişti.

Yunanistan, anlaşmanın kendi deniz yetki alanlarını ihlal ettiğini ileri sürerken, Mısır da mutabakatı tanımayacağını açıklamıştı. İki ülke, 2020 yılında Türkiye’ye karşı ortak bir deniz sınırı anlaşması imzalayarak pozisyonlarını pekiştirmişti. Ancak Türkiye, iddia ettiği üzere Akdeniz'deki deniz yetki alanlarından vazgeçmeyerek, Mavi Vatan'ı ilan etmek için diplomasi ve iş birliği kanallarını etkili bir şekilde kullanmaktadır.

“Tehdit onayın kendisinden daha güçlü”

İngiltere’nin eski Libya Büyükelçisi Peter Millett’e göre, Tobruk yönetiminin anlaşmayı onaylaması kadar, bu onayı bir pazarlık unsuru olarak kullanması da dikkat çekici. Millett, “Asıl koz, onaylama tehdidinin kendisidir” diyerek, doğu Libya’nın bu adımı Türkiye ile ekonomik ve siyasi tavizler almak için kullandığını belirtiyor.

Alman SWP Enstitüsü’nden Nebahat Tanrıverdi Yaşar ise Ankara’nın Doğu Libya ile stratejik bir bağ kurma peşinde olduğunu ifade ediyor:
Türkiye, Libya’nın doğusundaki askeri ve siyasi aktörlerle yeni bir denge kurmayı amaçlıyor. Doğu Libya ise elini güçlendirerek hem Türkiye’ye hem diğer bölgesel aktörlere karşı avantaj elde etmeye çalışıyor.”

Enerji Aramaları Hız Kazanabilir

Haziran 2025’te Trablus merkezli Ulusal Petrol Kurumu ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) arasında, Doğu Akdeniz’de dört farklı parselde sismik araştırma yapılmasına yönelik yeni bir anlaşma imzalanmıştı. Mısır, söz konusu anlaşmanın kendi deniz yetki sınırlarını ihlal edebileceği gerekçesiyle tepkisini sürdürürken, Türkiye sahadaki adımlarını güçlendirme arayışında istikrarlı bir şekilde devam ediyor.

Diplomatik kaynaklara göre, Temsilciler Meclisi'nin 2019 mutabakatını onaylaması, Türkiye’nin enerji arama çalışmalarına hız kazandırabilir. Ancak gelişmelerin seyri, Libya iç siyasetindeki dengeler ve bölgesel aktörlerle yürütülen müzakerelere bağlı olacak. Doğu Akdeniz'deki şiddetli geçimsizliğin akıbeti ise, tarafların diplomasi ve iş birliği kanallarını kullanarak anlaşmalarında veya ilan edilen yetki alanlarında uzlaşmalarına bağlı olacak.