Alper Fidaner, yalnızca objektifiyle değil, sesiyle, arşivciliğiyle ve üretken kimliğiyle Ankara'nın kültür yaşamında iz bırakan önemli bir isimdi. 1966 doğumlu sanatçı, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği başkentte fotoğraf, müzik ve koleksiyonculuk alanlarında birçok çalışmaya imza attı. Fidaner, 27 Temmuz günü sabah saatlerindeAnkara’da hayata gözlerini yumdu.
ANKARA’YLA ÖZDEŞLEŞEN BİR KÜLTÜR ÜRETİCİSİYDİ
Ankara, Fidaner için yalnızca yaşanılan bir kent değil, aynı zamanda yaratıcı üretimin merkezlerinden biriydi. 1980’lerin başında fotoğrafla tanışmasının ardından, uzun yıllar boyunca Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) çatısı altında eğitimler verdi. Gazetecilik kariyerinde ise Güneş, Evrensel ve Siyah Beyaz gibi gazetelerde foto muhabiri olarak görev aldı; ayrıca Reuters ve Aktüel gibi çeşitli yayın organlarıyla da çalışmalar yürüttü.
Fidaner’in çektiği kareler yalnızca belge niteliğinde değil; aynı zamanda duygu yüklü birer anlatıydı. Kent yaşamını, yoksulluğu, aşkı, müziği ve sokağı belgeleyen fotoğraflarıyla Ankara’nın farklı yüzlerini görünür kıldı.
ARŞİVCİLİKTEN MÜZİĞE, GÖRSEL HAFIZADAN SESLİ YOLCULUĞA
Fidaner’in ilgisi yalnızca fotoğrafla sınırlı değildi. Koleksiyonculuğu ve arşivciliğiyle de tanınan sanatçı, özellikle eski plaklara olan ilgisiyle dikkat çekti. Murat Meriç ile birlikte Radyo Arkadaş’ta hazırladığı “Çıtır Çıtır” adlı program, Türkiye’nin 45’lik plaklar dönemine ait şarkıları günümüz dinleyicisiyle yeniden buluşturdu.
T24'te yer alan habere göre Ankara'nın çeşitli mekanlarında düzenlenen DJ performanslarında, 45’lik plaklardan seçtiği parçalarla yalnızca müzik sunmadı; geçmişe açılan nostaljik bir kapı araladı. Onun müziği, eğlenceden çok, bir hatırlama pratiğiydi.
SANATINDA DUYGUSAL DOKUNUŞLAR VE KENT HİKÂYELERİ ÖN PLANDAYDI
Fidaner’in “Akrep Burcu Günleri” adlı görsel sunumu, aşk ve ayrılık üzerine kurgulanmış sahnelerle dikkat çekerken; “İstanbul: Karamelek” başlıklı projesi ise, Orhan Pamuk’un yazılarını fotoğraf kareleriyle bir araya getirerek İstanbul’a dair farklı ve özgün bir anlatım dili ortaya koydu.
Siyah-beyaz karelerde yakaladığı ifadeler, yalnızca bir anı belgelemekten öte, bir duygunun yansımasıydı. Ankara’yı devlet dairelerinden ibaret görmeyen Fidaner, bu kenti duyguların ve direnmenin sahnesi olarak tarif etmişti.
SAĞLIK SORUNLARINA RAĞMEN ÜRETMEKTEN VAZGEÇMEDİ
Son yıllarında akciğer kanseriyle mücadele eden Alper Fidaner, hastalığına rağmen üretmeyi bırakmadı. 2023 ile 2025 yılları arasında, Ankara’da onun anısına birçok etkinlik düzenlendi. Dostları tarafından organize edilen dayanışma geceleri ve belgesel gösterimleriyle Fidaner’in üretimlerine saygı sunuldu.
Ahmet Sabuncu’nun yönetmenliğini üstlendiği belgesel çalışması, sanatçının yaşamına ve üretimlerine dair önemli bir arşiv niteliği taşıyor. Bu etkinlikler, bir tedavi kampanyasından çok, bir vefa ve anma hareketine dönüştü.
KARŞIYAKA MEZARLIĞI’NDA SON YOLCULUĞUNA UĞURLANACAK
Sanatçı, 28 Temmuz Pazartesi günü Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda düzenlenecek cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlanacak. Geride ise, görsel hafızalarla dolu bir kent mirası ve Ankara’nın kültürel ruhunu belgeleyen bir arşiv bıraktı.