Cumhuriyet’imizin kurucusu, büyük asker ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının üzerinden 87 yıl geçti. Bağımsızlık inancını yitirmiş bir milleti yeniden ayağa kaldırarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk, çağdaş bir ülke hedefiyle yaptığı devrimlerle sadece kendi dönemini değil geleceği de şekillendirdi. Bugün ulu önderimizi bir kez daha minnet, saygı ve özlemle anıyoruz.
BİR MİLLETİN YENİDEN DOĞUŞU
Umutlarını yitirmiş bir halka yeniden öz güven aşılayan, Türk milletini bağımsızlık mücadelesine inandıran Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının üzerinden 87 yıl geçti.
1881’de Selanik’te dünyaya gelen Mustafa Kemal, küçük yaşlardan itibaren azmi, disiplini ve ileri görüşlülüğüyle dikkat çekti. Askeri eğitiminin yanı sıra yabancı dil öğrenmeye de önem verdi. Genç yaşta orduya katılarak vatan toprakları için mücadele etmeye başladı.
ÇANAKKALE’DE DESTAN YAZDI
1915 yılında Çanakkale Cephesi’nde görev alarak tarihin akışını değiştiren Atatürk, komutasındaki 19. Tümen ile düşmana “Dur!” dedi. “Cephaneniz yoksa süngünüz var” sözleriyle askerine moral verdi. Conkbayırı’nda gösterdiği üstün başarılar sayesinde “Anafartalar Kahramanı” unvanını aldı.
Göğsüne isabet eden bir şarapnel parçasıyla ölümden dönen Mustafa Kemal Paşa, bu zaferle sadece bir cepheyi değil, bir milletin kaderini de değiştirdi.
KURTULUŞUN VE BAĞIMSIZLIĞIN MİMARI
Birinci Dünya Savaşı sonrasında ülkenin işgale uğraması, Mustafa Kemal Paşa’nın yeni bir mücadele başlatmasına neden oldu. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlattı.
Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile halkı örgütledi. “Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir” diyerek Türk milletine seslendi.
CUMHURİYET’E GİDEN YOL
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla milli egemenlik esasına dayanan yeni bir dönemin temelleri atıldı. Ardından kazanılan Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz ile Türk milleti tam bağımsızlığını ilan etti.
Atatürk, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözleriyle milletin hafızasına kazındı.
“CUMHURİYET, EN BÜYÜK ESERİMDİR”
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek Türk milletinin iradesi yönetime taşındı. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" sözleriyle fikirlerinin zamana meydan okuyacağını vurguladı.
Eğitimden hukuka, ekonomiden kültüre kadar birçok alanda gerçekleştirdiği devrimlerle modern Türkiye’nin temellerini atan Atatürk, çağdaş ve bağımsız bir ülke hedefiyle hareket etti.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdı, eğitimi yaygınlaştırdı, sanayileşmeyi teşvik etti. 1934’te “Atatürk” soyadı kendisine verildi.
"HATAY, BENİM ŞAHSİ MESELEMDİR"
Atatürk, sadece siyasi ve askeri bir lider değil, stratejik bir vizyonerdi. “Hatay benim şahsi meselemdir” diyerek bu toprakların ana vatana katılması için yoğun çaba gösterdi. Bu hedef vefatından bir yıl sonra 1939’da gerçekleşti.
SONSUZA DEK KALBİMİZDE
10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda saat 09.05’te hayata gözlerini yuman Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı, yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada büyük bir üzüntüyle karşılandı.
Cenazesi büyük bir törenle Ankara’ya getirildi ve 21 Kasım 1938’de Etnografya Müzesi’ne defnedildi. 10 Kasım 1953’te ise ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e taşındı.
87 yıl geçse de Atatürk’ün ışığı sönmedi. Onun idealleri, devrimleri ve özgürlük aşkı, her birimizin kalbinde yaşamaya devam ediyor. O, bir liderden çok daha fazlası; bir milletin umut ve özgürlük simgesi olarak sonsuza dek bizimle...