Duruşma sonrası açıklama yapan ailenin avukatı Ersan Barkın, davanın sürecine ve verilen karara ilişkin detaylı bir değerlendirmede bulundu. Barkın, “Maruz kaldığımız eylemin, Mattia Ahmet Minguzzi evladımızın kaybı üzerinden yaklaşık 10 ay geçti. Bu eylemin ardından kaybımızın üzerinden yaklaşık 9 ay geçti. Altı celsesizlik bir dava yürütüldü. Bu davanın içinde iki ayrı dosya vardı. Bu dosyalardan ilki, ilk iddianame ile açılan ve iki sanığın ‘kasten çocuğun öldürülmesi’ eylemiyle sorumlu tutulduğu davaydı. İkinci dava ise geçtiğimiz duruşmada ilk celsesi yapılan ve birleştirilen dava dosyasıydı” dedi.
Barkın açıklamasının devamında, “Esas hakkında mütalaasında Cumhuriyet Savcısı, ilk davadaki iki sanığın ‘kasten iştirakten’ bu eylemi gerçekleştirdiklerini, ikinci davadaki iki sanığın ise yardım eden sıfatıyla eylemin içinde olduklarını düşünerek cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme ve yargılamalar sonucunda, dört sanığın birden iştiraken evladın çevresini nasıl kuşattığını kamera kayıtları ve tüm maddi delillerle ortaya koymuş olmamıza rağmen, Cumhuriyet Savcısı da bu kanaate iştirak etmiş olmasına rağmen iki sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Türk Ceza Kanunu’nda çocuk yargılaması bakımından bu ceza 24 yıl hapis cezasına denk gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Barkın, mahkemenin cezalar üzerinde indirim uygulamadığını belirterek, “Mahkeme haksız tahrik ve 62. madde bağlamında takdiri bir indirim uygulamadı. Ancak eylemin içinde oldukları sabit olmasına rağmen, diğer iki sanığın evladın kuşatılmasında, çevrelenmesinde, kaçış yolunun belirlenmesinde rolleri açıkça ortaya konmuş olmasına rağmen delil yetersizliği gerekçesiyle birleşen davanın iki sanığı hakkında beraat kararı verildi ve tahliyelerine hükmedildi” diye konuştu.
Barkın, adliye çevresinde alınan yoğun güvenlik önlemlerine de dikkat çekerek, “Uzun yıllardır ceza yargılamasının içindeyiz. Bugün Türk siyasi tarihinde rastlanmadık biçimde bu adliye çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Adliye içinde koridorları kapatacak biçimde güvenlik önlemleri uygulandı. Elbette bunlar güvenlik ve selamet için alınmış önlemler olarak kabul edilebilir. Ancak ben bu güvenlik önlemlerini gördüğüm anda zaten bu hükmün milli vicdanı karşılayacak bir hüküm olmadığını anlamış idim” ifadelerini kullandı.
YASEMİN MİNGUZZİ: “BEN ARTIK SADECE İLAHİ ADALETE GÜVENİYORUM”
Kararın ardından Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi, “Ben artık sadece ilahi adalete güveniyorum” dedi.
ANDREA MINGUZZİ: “BU KARAR HAKARET OLDU”
Mattia Ahmet Minguzzi’nin babası Andrea Minguzzi ise, “Bu karar hakaret oldu. Bu iğrenç suçtan sonra iki kişinin serbest bırakılması çok yanlış oldu. Adalete inanmak istiyorum” ifadelerini kullandı.