Dünya

Ayetullah Humeyni’de “vahdet” kavramı

Ayetullah Humeyni, din adamı olmasının yanı sıra büyük ve etkili bir siyasi ideologdu. Humeyni’nin fikriyatı önemli etkiler bıraktı.

1979 yılında İran İslam Devrimi’nin gerçekleşmesi insanlık tarihini ve Orta doğu’nun kaderini etkiledi. İran’da yeni kurulan rejim, İslami ilkeleri önceleyen, dinin egemen olduğu bir siyaset anlayışını savunuyordu.

Orta doğu’da Şii olmayan Müslümanlar yaşanan devrime karşı endişeliydi. Şii yayılmacılığı gibi kavramlar üzerinden İran’daki devrim hedef alınıyordu. Humeyni, İran İslam Cumhuriyeti’nin politikalarını baltalayabilecek süreçlerin önünü kesmek için çeşitli ideolojik doktrinler yazdı.

Onlardan biri de “Şii-Sünni vahdeti” adını alan birlik anlayışıydı.

Humeyni’nin “Vahdet” Anlayışı

Ayetullah Humeyni’ye göre İslam Devrimi, bütün İslam ümmeti için gerçekleştirilmiş bir zaferdi. Şii – Sünni gibi ayrımlara asla gidilmemesi gerekiyordu. ABD ve İsrail’in tam olarak istediği olgu, bölgede bir mezhep eksenli çatışma çıkarmaktı.

Öncellikle Humeyni, vahdet kavramını şekillendirmeye dini terminolojiden başladı. Şiilik içinde Sünniler tarafından eleştiri yapılan bazı konularda fetvalar aracılığıyla düzenlemelere gitti. Aşırı fırkaların davranışlarının doğru olmadığını, mezhepçilik yapmanın İngiltere başta olmak üzere tüm Hristiyan devletlere hizmet etmek olduğunu söyledi. Humeyni’nin bu çıkışı İslam dünyasında büyük yankı uyandırdı.

Yaşanan gelişmelerin ardından Humeyni, mezhepsel ihtilafların siyasi birliğin önüne geçmemesi gerektiğini savundu. Tüm ABD – İsrail – İngiltere karşıtlarının bir araya gelerek dünyada İslam’ı egemen kılmak için mücadele etmesi gerektiğini anlattı. Humeyni’nin bu konudaki fetvaları elden ele tüm İslam ülkelerine yayıldı. Kapsayıcı tavrı, İslam coğrafyasındaki anti emperyalist hareketlerin İran ile ilişkiler kurmasına sebebiyet verdi.

Siyasi Etkileri

Başta Filistin olmak üzere birçok ülke İran’la yoğun ilişki içine girdi. İslami Cihat, Filistin Kurtuluş Örgütü ve son olarak İran’ın tam karşısında konumlanan Müslüman Kardeşlerin bileşeni olmasına rağmen Hamas, İslam inkılabından yoğun destek aldı. Hamas liderleri her konuşmasında Humeyni’nin vahdet kavramı üzerinden kurduğu terminolojiye göndermeler yaptı.

İslam ülkelerinin tamamında, İslamcı düşünceyi savunan partiler İranlı yetkililer ile görüştü. Ülkemizden tanıdık bir isimde bu listede yer aldı. Necmettin Erbakan, İran ile yakın ilişkiler kuran İslamcı bir liderdi. Erbakan, dış politikaya dair yaptığı hemen her konuşmasında İran’ın toprak bütünlüğüne dikkat çekiyordu. Bir dönem İslam inkılabını öven açıklamaları da kamuoyuna yansıdı.

Humeyni’nin getirdiği anti emperyalist ilkelere dünyadaki insanların ihtiyacının olduğunu söyleyen de Necmettin Erbakan’dı.

Sonuç

Humeyni’nin vahdet kavramı, Kudüs gününün temellerini oluşturan önemli bir kavramdır. Dünya Müslümanlarının bir kısmı bu kavram üzerinden mezhepsel ihtilafların çözülebileceğine inanmıştır. Dünyanın çeşitli İslam ülkelerinde siyasetçiler ve yazarlar, Humeyni’nin vahdet anlayışına uyum sağlayarak siyaset geliştirmiştir.