Azerbaycanla savaşın eşiğine geldi: Şimdi Türkiye sınırına yığınak yapıyor!

Ukrayna Savaşı sonrası yavaş yavaş ülke dışındaki barış güçlerini çeken Rusya, Kafkasya ile ilgili yeni senaryolar yazmaya başladı. Rusya, Azerbaycan'la meydana gelen gerilimin de sonrasına işaret edecek bir süreçte, Türkiye sınırına 3 kilometre mesafedeki Gümrü'ye yığınak yapmaya başladı.

Rusya, Suriye'den Esad ile beraber fiilen çekildi, Karabağ Savaşı sonrası Rus barış güçleri de aynı şekilde bölgeden çekilmişti. Rusya, güçlerini ve odağını Ukrayna'ya verdi, ancak bu bölgelerde kendinden geriye kalan boşluğu düşünmeyecek miydi? Elbette hayır. Azerbaycan ile yakın zamanda savaşın eşiğine gelen Rusya, bugün Ermenistan'a yığınak yapmasıyla gündemde. Zengezur Koridoru'nun Ermenistan tarafından ABD'li bir şirkete tahsis edildiği iddialarının üzerine, Rusya'nın Kafkasya’nın geleceğiyle ilgili kritik senaryosu gündeme geldi.

Ukrayna İstihbaratı'nın (GUR) 5 Temmuz tarihli belgelere dayandırarak ortaya attığı bir iddiaya göre, Rus ordusunun Güney Askeri Bölgesi’ne bağlı 8., 18., 49. ve 58. birleşik ordulardan asker seçilerek, Türkiye sınırına sadece 3.5 km olan Gümrü’ye konuşlu birliklere acil ikmal yapılmasının emretti. Tarihte anlaşmalara bile adı konmuş Gümrü, hem coğrafi konumu hem de tarihi işleviyle Rusya için vazgeçilmez bir üs olarak tercih edildi. 1990’larda kurulan 102. Askeri Üssü, Karabağ’da Azerbaycan’a karşı Ermenistan’a güvence sağlamak ve Türkiye sınırını kontrol altında tutmak amacıyla inşa edilmişti. Ancak 2023’te Azerbaycan’ın Karabağ’da tam kontrol sağlaması, üssün stratejik rolünü tartışmalı hale getirdi. Rusya’nın “Karabağ Azerbaycan’ındır” açıklamları ve destekleri üzerine ise, tarafını belli ederek artık bu üslerde bir hakimiyet kurmayacağını aktarmış oldu. Ayrıca, Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı desteği Rusya Ermenistan’a yapmadığı için de tavır alan Erivan yönetimi, 2024’te Moskova liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ndeki (CSTO) üyeliğini askıya alarak Rusya’ya mesafe koydu.

Azerbaycan merkezli Caliber, GUR’un iddialarını destekleyen nitelikte çarpıcı bir analiz yayımladı. Analize göre, Rusya Haziran-Temmuz 2025 döneminde Gümrü’ye ağır silahlar ve şehir savaşlarına uygun teçhizat taşımak için Azerbaycan’dan hava koridoru talep etti. Ancak Bakü bu talebi kesin bir dille reddetti.

Caliber’in öne sürdüğü plana göre Moskova, 2014 Kırım senaryosuna benzer bir yöntemle Ermenistan’da kaos yaratarak Başbakan Nikol Paşinyan’ı devirecek. Provokasyonlar, terör eylemleri ve sokak eylemleriyle bir kriz yaratarak Rusya’ya yakın eski lider Robert Koçaryan’ın yeniden iktidara getirilmesi planlanıyor. Eğer darbe başarılı olursa, ikinci adım olarak Azerbaycan’a karşı yeni bir askeri gerilim çıkarılması öngörülüyor. Gümrü’ye yığılan silahların bu amaç için kullanılacağı iddia ediliyor. Caliber, Azerbaycan’ın “bu tür planları engelleyecek siyasi irade ve kapasiteye sahip olduğunu” vurgulayarak, Rusya’nın Güney Kafkasya’da istediği oyunu kurmasına izin verilmeyeceğini belirtiyor.

Moskova basınında yer alan bir habere göre ise Gümrü, yaklaşık 200 yıl önce Rusya’nın Kafkasya’daki çıkarlarını koruyan stratejik bir ileri karakol niteliğindeydi. Hala bu nitelikte olan üs, Ermeniler tarafından Rusya’nın varlığıyla Türkiye’ye karşı bir güvence olduğu için memnuniyetle karşılandı. Ancak değişen dengelerle beraber, özellikle Karabağ savaşından sonra Rusya’ya duyulan güvensizlik, artık bu üssün işlevselliğini sorgulanmasına sebep oldu. Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleştiği bir dönemde bu üssün iki ülkenin tam ortasında yer alması da süreci engelleyecek nitelikte. Üssün 2010 yılında imzalanan anlaşma ile 2044’e kadar açık kalacağı belirtiliyor.

Ermenistan Zengezur Koridoru'nu ABD'ye mi tahsis etti?

Son zamanlarda ortaya atılan anca Erivan tarafından yalanlanan kritik bir iddia ise, bu mesafenin en somut ve çarpıcı örneklerinden biri oldu. Erivan’ın, Zengezur Koridoru’nun yönetimi ve yapılanması için ABD’li bir şirketle anlaştığı ve bu kapsamla ABD’li şirketin fiilen asker getirebileceği ihtimali gündeme gelmişti. Zayıflayan ekonomisi ve Rusya tarafından uğradığı hayal kırıklığı sonucu Batı’ya yaklaşmayı deneyen Ermenistan, Rusya’nın dikkatini çekmişti. Rusya, sahip olduğu tarihsel kimliği ile, eski hakimiyet bölgelerinin üzerinden elini çekmeyen bir politikaya sahip. Ancak mevcut gelişmelerin ışığında Türkistan coğrafyasına istinaden, Kafkasya’yı fazla boş bıraktığı düşüncesine kapılmış olabilir. Bölgeye yapılan acil ikmal çağrısı, Azerbaycan ile savaşın eşiğine gelmesinin üzerine de oldukça manidar.

27 Haziran 2025 sabahı Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Yekaterinburg’da Azerbaycan kökenli Seferov ailesinin evine ağır silahlarla baskın düzenledi. Operasyon sırasında Huseyn ve Ziyaeddin Seferov kardeşler öldürüldü, onlarca kişi gözaltına alındı. Rus yetkililer, otopsi raporundaki işkence bulgularına rağmen ölümleri “kalp yetmezliği” olarak açıkladı. Ancak Bakü, sessiz kalmadı: Rus büyükelçi çağrıldı, kültürel programlar askıya alındı ve Sputnik Azerbaycan’a operasyon düzenlenerek gözaltılar meydana geldi. Yekaterinburg’da meydana gelen baskın, Azerbaycan’ın kültürel hafızasında bir dizi olayı tetikledi. 1990’lı yıllarda Azerbaycan milliyetçiliğine karşı düzenlenen baskın ve katliamlarda birçok sivil yaşamını yitirmişti.

Rusya, bölgenin hamisi olarak görülmekten kolay kolay vazgeçmeyecek

Azerbaycan ve Rusya ilişkilerinde meydana gelen kopuşun bir diğer ayağını, Rusya tarafından düşürülen Azerbaycan uçağı oluşturmuştu. Resmi bir emirle uçağın düşürüldüğü ortaya çıkmış ve bu durum üzerine Moskova’nın Hankendi’de konsolosluk açma talebi ilişkileri dondurmuştu. Nitekim bu hamlenin diplomatik değil, istihbari bilgi toplamak amacıyla olduğu yorumları yapılmıştı. Üstelik Türkiye’nin Şuşa’da konsolosluk açma girişimiyle aynı döneme gelen bu hamle, Rusya’nın “bölgenin hamisi” olarak görülmekten vazgeçmeyeceği mesajını veriyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 9 Mayıs Zafer Bayramı törenine katılmama kararı da iki ülke arasındaki kopuşun simgesi olmuştu. Daha sonra Azerbaycan’da eğitim veren 355 Rus okulu mercek altına alınmış, butalarda istihbari faaliyetler yürütüldüğü ihtimalleri gündeme gelerek, ülkedeki Rus kültürel faaliyetleri durdurulmuştu.

Azerbaycan, Hankendi’de düzenlenen ECO zirvesi gibi diplomatik girişimlerle, olaya askeri bir boyut katmıyor. Ancak Rusya’nın “tehdit hissedersek önce biz aksiyon alırız” anlayışı, Gümrü’deki üsse yapılan yığınakla birleşince daha da belirgin hissediliyor. Bu noktada Kafkasya’da oldukça şiddetli hissedilen bir nüfuz mücadelesi var. Moskova, bölgedeki hakimiyetini kaybettiğini hissettikçe saldırgan hamleler yapmaktan çekinmediği gibi, yeni yöntemlere de başvuruyor. Azerbaycan’ın bağımsız bir aktör olarak Türk Dünyasını birleştiren bir unsur olarak sahneye çıkması, Rusya’nın tehdit algılamasına neden oluyor. Uçak düşürülmesi, ev baskınları gibi olaylar, Rusya tarafından Azerbaycan’ın Batı ve Türkiye ile yakınlaşmasına verilen “jeopolitik ceza girişimleri” olarak değerlendiriliyor.