Köseler savunmasında, “Bu iddianamede görülmeyen kurgu vardır. Burada bulunma nedeni mi ben bu iddianamede göremiyorum. Benim içerde olmamdan kim, kimler ve hangi firmalar yararlanıyor. Benim başkan vekili olarak göreve gelmesini istediğim kişi göreve gelmedi. Tüm Beykozlunun helal oylarıyla seçilmiş bir kişiyim. Ben görevdeyken belediye ayak basmayan firma sahipleri, belediyeye su yolu yaptılar” dedi.
Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu’nda görülen duruşmaya, görevden uzaklaştırılan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık ve bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Sanık avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
"BEYKOZ HALKINA HİZMET ETMEK İÇİN GÖREVLENDİRİLDİM"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan, CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve bazı CHP’liler de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Alaattin Köseler’in salona girdiği sırada bazı izleyicilerin alkışlaması üzerine mahkeme başkanı, alkışlayan izleyicileri uyardı. 3 gün sürecek duruşmada ilk önce görevden uzaklaştırılan Başkan Alaattin Köseler savunmasını yaptı.
Tutuklu sanık Köseler, belediye başkanı olduktan sonra kimseye önyargılı yaklaşmadığını, iddianamede yer alan ifadelerin ise yönlendirmeyle verildiğini, seçim döneminde Veli Gümüş ve Metin Ülgey ile birlikte seçim çalışmalarında beraber olduklarını belirterek, “Veli Gümüş'ün özel kalem müdürü olması için benden çok ricacı oldular. Genç bir arkadaşın bürokrasiye kazandırılması için. Ben de atama yazısını yazdım. Daha sonra atanması yapılarak özel kalem müdürü oldu. Seçim çalışmalarında beraber çalıştığım arkadaşları, Beykoz halkına hizmet etmek için görevlendirdim” dedi.
Duran Bülbül'ün kendisi hakkında söylemlerini ve iddialarını kabul etmediğini söylen Köseler, "Gülten Kozanlı hanımefendi bana geldi, ‘2 tane Sayıştay denetçisi dosya ile ilgili bilgi vermek istiyor' dedi. Onları ağırladık. Ancak 3 kişi geldiler. 3'üncü kişi Duran Bülbül'dü. Önceki dönemlerdeki dosyaların incelenmesi konusunda bize danışmanlık yaptı. Konuşma esnasında hizmet verebileceğini ifade etti. Kendisine, belediye bürokratlarına eğitim vermesi, hesap hareketleri hakkında fikir vermesi ve geçmiş dönemdeki dosyaları izlemesi için belediye şirketinde görev vererek, danışmanlık aldık” dedi.
Köseler, "Duran Bülbül, Fidan Gül ile hiç görüşmediğini söylemiş ama Fidan Gül ile odasında 3 kez görüşmüştür. Bülbül'ün tape kayıtlarının incelenmesini talep ediyorum. İhale alan şirketlerin adresleri aynı yerde. Bunlar görülmedi mi, araştırılmadı mı? Ben iddianameyi okuyarak bunları gördüm. Ben dersime çalışarak geldim. Belediye başkanının şeker alımı ile ilgileneceği zamanı yoktur. 39 ilçeden misafir gelir, onlarla ilgileniyorum. İhale alan firmaların çoğu 11 yıldır
belediyeden ihale alan firmalardır. İhale alan firmaların çoğu eskidir. Eski firmalar 70 ihale almış, yeni firmalar ise 8 ihale almıştır. 74 kişinin bu ihalelerde imzası var. Yıldız Güneş’in ifadesi tamamen iftiradır. Geçmiş dönem dosyalar incelense bu firmaların aldığı ihaleler akla sığmaz. Erkan Uyar büyükşehir kadrosundan geldi. Kültür etkinlikleri için yapılan ihaleyi iptal etti. Ben ramazan öncesinde ve sonrasında pankart asamaz hale geldim. Müdür sürekli ihale iptal ediyor. Bende sürekli, 'neden ihale iptal ediyorsun, neden geldin bu belediyeye?' diye sordum. Daha sonra görev değişikliği yaptım bu arkadaşa.
Beykoz'da kreş yoktu. Kreş açma hedefim vardı. Fidan Gül de bu alanda ilgili ve bilgili birisidir. Beylikdüzü Belediyesi'nden memur olarak getirdim. Belediye başkan yardımcısı olması için parti içinde telefon trafiği oldu. Buna çok girmeyeceğim,
parti içi olduğu için. Belediyede eksik evrak olmasına rağmen firmalara ödeme yapan kimse soruşturulmalı. Bu evraklarda kimse bundan bahsetmiyor. Bu iddianamede görülmeyen kurgu vardır. Burada bulunma nedeni mi ben bu iddianamede göremiyorum. Benim içerde olmamdan kim, kimler ve hangi firmalar yararlanıyor. Benim başkan vekili olarak göreve gelmesini istediğim kişi göreve gelmedi. Tüm Beykozlunun helal oylarıyla seçilmiş bir kişiyim. Ben görevdeyken belediye ayak basmayan firma sahipleri, belediyeye su yolu yaptılar” dedi.
Köseler'e, avukatı tarafından, partisinden bir yetkilinin mahkeme öncesinde yanına gelerek telkinde veya yönlendirmelerde bulunup bulunmadığını sordu. Avukatının sorusuna cevap olarak Köseler, "Partiden her zaman gelen oluyor” şeklinde yanıtladı.
Alaattin Köseler, başka bir avukatın sorusu üzerine, "Yıldız Güneş önceki dönemde kalemde tüm evrakları bilen kişidir. Şükran müdür geldikten sonra Yıldız Güneş'e görev değişikliği yaparak kendisine teşekkür ettim. Yıldız bana, ‘Başkanım, Beykoz'da kiralar çok yüksek, babamla kalıyorum. Kiraları karşılayamıyorum' dedi. Benden tam olarak ne istediğini sordum. Oda bana, "Ümraniye belediyesine geçmek istiyorum' dedi. Bizde oraya geçişini iyi niyetle sağladık. Ama arka
planda bunlar oluyormuş” dedi.
Köseler, belediye başkanlığına geldiğinde 25 müdürlüğün olduğunu, eksik olarak gördüğü yerlere müdürlük açarak bu sayının 35'e çıktığını söyledi.
Sanık Köseler, "Ben ihaleleri sonuçlandıktan sonra görüyorum. İhalelere müdahale etmiyorum. Öyle zamanım yok zaten. Bilirkişi ataması yapılarak araştırma yapılabilir” dedi.
İddianamede yer alan 3 para hareketinin sorulması üzerine sanık Köseler, "36 bin lira benim ve oğlumun kıyafeti için Veli Gümüş'ün yakınının kıyafet mağazası vardır. Orada kıyafet diktirmesi için gönderdim. 6-8 bin liralık ödeme yapmıştım. O da kalabalık bir gruba yemek vermiştim, o ortamda veremediğim için sonra ödeme yaptım” dedi.
Tutuklu sanık Metin Ülgey de, ”Başkanla ilişkimiz alt-üst dengesinden ibarettir. Hiçbir ihalede fesat karıştırma gibi bir durumum yoktur. Ben örgüt üyesi olsam şanıma yakışır düğün yapardım. Nişanlıyım, ev eşyalarımı bile parça parça alıyorum. Yıldız Güneş, Erkan Duyar ve Duran Bülbül’ün hakkımda verdikleri ifadeleri yalanlıyorum. Benim belediyedeki vasfım, başkanla programlara katılmak, destek olmaktı. Demans hastasıyım, bu süreçte 3 defa atak geçirdim” dedi.
Veli Gümüş savunmasında, “Beykoz halkına hatasız şekilde hizmet vermeye çalıştım. Beykoz Belediyesi Özel Kalem görevim dışında bir görevim olmadığı bellidir. Yıllardır süre gelen ve var olan hizmet vermeye çalışan şahsım adına hayatın olağan akışına bu durum aykırıdır. Beykoz belediyesi Alaatin Köseler’in dışında bir bağlantım yoktur. Beykoz halkına en iyi hizmeti vermek için canla başla çalışıyorum. Şahsım ile ilgili belli olmayan hesaplardan karalama kampanyaları yapılan hesaplara Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’nca re’sen soruşturma başlattım. Ekrem İmamoğlu’nun genelge gönderdiği
ortaya çıkmıştır. Ekrem İmamoğlu ile bağlantılı imar işleri olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Özlem Ural, Beykoz belediye başkan vekili ile çalışmaktadır. Dolayısıyla Ural, bu kişilerle bağlantılı ve irtibattadırlar. Buna paralel olarak Yavuz isimli kişi Beykoz Belediye çalışanı İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır. Başta Alaattin Köseler olmak üzere rahatsız oldukları ortaya çıkmıştır. Ben bir teftiş yazısı yazmıştım. Israrla istememe rağmen vermediler. Ben belediyenin özel kalemiyim. Çünkü başta Alaattin Köseler olmak üzere belediyeyi bizim yönetimden uzaklaştırmak isteyip Ekrem İmamoğlu’nun ekibini getirmek istediler”
dedi.
‘İDDİALAR GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR’
Gümüş, “Beykoz Belediyesi’nde 3 aylık iş sürecimde hiçbir müdürlük işlerinde müdahale etme girişimim olmamıştır. İhalelere müdahale etme tecrübem bulunmamıştır. Beykoz belediyesi başkanı tarafından bırakın talimatı ile ihalelere müdahale etme gibi görev tanımıma giren bir durum yoktur. Duran Bülbül isimli şahıs Beykoz Belediyesi hukuk mevzuat danışmanlığı hizmeti vermektedir. Kendi görev tanımında da anlaşılacağı üzere Beykoz Belediyesi’nde yapılan iş işlemlerinde belediye kanunları hakkında mevzuat danışmanlığı yapmaktadır. Şahsım hakkında isnat ettiği hukuk dışı söylemler görüleceği gibi danışmanlık hizmetini layıkıyla yapmamaktadır. Somut delillere dayanmayan şeylerle
şahsımı suçlamaktadır. İlgili kişinin asli görevi danışmanlık olduğuna göre yapılan mal ve hizmet süreçlerde kanuna aykırı ve mevzuata ilişkin başta Alaattin Köseler olmak üzere ilgili birimlere bilgilendirme yapmıştır. 25 Nisan’da verdiğim savunma şu şekildedir,
tüm bu iddialar İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beylikdüzü operasyonu olduğunu şuan ki belediye başkan vekili olan Özlem Ural, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekibine haber verdikleri, Beykoz Belediyesi’nde iftira attıkları beyan etmiştir. İlgili şahıs ifadesinde Beylikdüzü ile ortak olduğumu, firmaların usulsüz şekilde iş verdiğimi net olarak söylemekte. Ancak bununla ilgili net somut delil sunmamaktala birlikte kendisi özel görüşmeler yapmaktadır. Bu durum başlı başına şahsıma
istinat edilen iddiaları gerçeğini yansıtmamaktadır. İftardan ibarettir” dedi.
Tutkulu sanık Veli Gümüş ise, “Şahsım adına ifade veren Serdar Karahan’ın, beni ve Belediye Başkanı Alaattin Köseler’i tanımadığına ilişkin beyanı bulunmaktadır. Bu şahıs ile herhangi bir akrabalığım yoktur. İfadesinde şahsım ve Alaattin Köseler’i hedef göstermesi ve yanlış beyanlarla suçlamasının nedeni, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bizzat müdahale ve baskısı olduğu, bir takım isimleri Beykoz Belediyesi bünyesinde yerleştirememesi, bu dönemde ihale ve çeşitli
belediye hizmetlerinin çoğuna sahip olamaması. Fidan Gül, farklı konularda, akademisyenlik konusunda deneyimli olduğunu söylemiştir.
Aynı zamanda Beykoz Belediyesi’nde başkan, hukuk ve mevzuat danışmanıdır. Daha önce Beylikdüzü Belediyesi’nde görevli olduğunu söylemektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Muhtarlıklar Daire Başkanı tarafından aranarak, Fidan Gül’ün Belediye Başkan Yardımcısı olarak atanmadığında, İBB tarafından gelecek yardımlarının kesileceğini söyledi. Başkan Alaattin Köseler tutuklandıktan sonra yeni seçilen vekil intikam alır gibi başkanın görevden aldığı kişileri geri işe aldı. Fidan Gül’ün ifadeleri somut delile dayanmıyor. Murat Ongun ve Murat Kapki, İBB ve Ekrem İmamoğlu ekibi tarafından
yönlendirilen kişilere ihaleyi vermek için Alaattin Köseler’e baskı yapıyordu. Başkan bey buna müsaade etmiyordu. Abbas Önder Mutlu’yu şahsen tanımamaktayım. Abbas Gürdal, Beykoz Belediye (medya iletişim) bünyesinde hizmet vermektedir. Aynı görevde 3 farklı belediyede çalışmıştır. Görev yaptığı dönemde benim bünyemde yapılan işlemlere müdahale ettiği yer almamaktadır. 33 yaşına kadar hiçbir suç işlemedim. Ne zaman Beykoz Belediyesi’ne geldim, özel kalem oldum,
başıma gelmeyen kalmadı. Duran Bülbül’ün belediyede makam odası bulunuyor. Belediyeye haftada 3-4 gün geliyor. Odası bir alt katta, başkana yakın değil. İhale hukukuna yönelik ders verirdi. Serdar Karahan’ı tanımıyorum. Kendisini nezarette tanıdım. 3 isim arasında geçen para trafiği konusunda ise, aylık gelirim Beykoz Belediyesi kayıtlarında görüleceği üzere ortalama 130 bin civarı. Belediyeye yakın olmak için Ekim ayında taşındım. Bu süreçte masraflarım oldu.
Yeni evliyim. Düğünde takılanları bozdurup borçlarımı ödedim. Uğur İnci’yi tanımıyorum. 3 ay gibi özel kalem sürem oldu” dedi.
Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu 4 şüpheli hakkında, “İhaleye fesat karıştırma”, 17 şüpheli hakkında da “İhaleye fesat karıştırma” ve “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" suçlarından yakalama, gözaltı, arama ve el koyma talimatı verilmişti. 27 Şubat’ta, İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Alaattin Köseler ile birlikte 20 şüpheli gözaltına alınırken, soruşturma kapsamında şüpheli sayısı 26'ya yükselmişti. Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in de aralarında bulunduğu 13 şüpheli, 4 Mart'ta tutuklanmıştı. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve görevden uzaklaştırılan tutuklu Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in, yolsuzluk örgütünün kurucusu, özel kalem müdürü
Veli Gümüş, özel kalem personeli Metin Ülgey'in ise yönetici olarak değerlendirildiği fezlekede, Köseler'in, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma”, “zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık” ve “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçlarından 17 yıl 6 aydan 67 yıl 3 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenirken, diğer 25 şüphelinin ise çeşitli suçlardan cezalandırılması talep
edilmişti.