ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da ev sahipliği yaptığı zirvede Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy, Kiev’in taleplerini net biçimde anlatarak: “Toprak vermeyiz, karşılığında güçlü güvenlik garantileri isteriz,” dedi.
Trump göreve geldiğinden beri yoğun bir diplomasi trafiği yönetiyor. Dünyaya getirdiği sözde barış ile Nobel Barış Ödülüne aday olan Trump, özellikle Zelenskiy ve Putin ile adeta bir mekik diplomasisi yürütüyor. Putin’le kurduğu diplomasi kanalını diri tutmasının yanında, Zelenskiy'nin de koruyucusu olarak NATO içinde ve
ABD özelinde kritik bir pozisyon almaya çalışıyor. “Barış sağlayan lider” imajını tüm dünyaya gösterme hedefindeyken, Rusya-Ukrayna'daki karmaşık durum tüm tarafları zorluyor: Taviz verilmiyor, karşılık alınmıyor.
Financial Times’ın sızdırdığı bilgilere göre Zelenskiy, ABD’ye iki önemli anlaşma teklif etti: 100 milyar dolarlık uzun vadeli silah alımı ve 50 milyar dolarlık insansız hava aracı üretim iş birliği. Üstelik bu dev anlaşmaların finansmanı için gözler yeniden adeta Ukrayna'nın hamisi olan Avrupa’ya çevrildi.
Ukrayna, zirvede sunduğu belgeye göre, Rusya ile kalıcı barış için ilk aşamada ateşkese razı olduğunu belirtti. Ancak bu barışın temeli kesinlikle herhangi bir toprak tavizi olmayacak. Belgede net olarak şu ifadeye yer veriliyor:
“Kalıcı barış, Putin’e verilen ödünlere değil; Ukrayna’nın güvenliğini gelecekteki saldırılara karşı koruyacak sağlam bir çerçeveye dayanmalıdır.”
Tarafların uzun süren savaştan yıprandığı aşikarken, iki tarafa da can suyu olacak bir ateşkes anlaşmasına ihtiyaç var. Bu bağlamda 2025'in ortasına doğru, Trump'ın ikinci döneminin başlarında bu savaşın biteceği kulislerde uzun süredir konuşuluyordu. Bazı noktalarda coğrafi olarak donmuş savaşların yaşanması ve esirlerle yıpranmış askerlerin bulunması savaşın bitmesinin doğal nedenlerinden biri. Ayrıca ABD'nin Avrupa üzerinden elini çekmesi de Ukrayna için bir boşluğa düşme hissiyatı verdi. Bu bağlamda Ukrayna, özellikle Donald Trump'tan sağlam güvenlik garantileri talep ediyor.
Zelenskiy yönetiminin ABD’ye sunduğu güvenlik paketi iki temel ayağa dayanıyor:
- 100 milyar dolarlık silah alımı: Ukrayna, bu silahların ABD’den tedarik edilmesini, ödeme finansmanının ise Avrupa ülkeleri tarafından karşılanmasını öneriyor.
- 50 milyar dolarlık İHA üretim anlaşması: Bu kapsamda Ukrayna topraklarında Amerikan teknolojisiyle insansız hava araçları üretilecek.
Ukrayna, hangi sistemleri tedarik edeceğini net olarak belirtmese de; hava savunma sistemleri, uzun menzilli füze teknolojileri ve zırhlı birlik altyapısının öne çıkması bekleniyor. Bu durum, geçtiğimiz ay ABD'nni kritik ve ekonomik bir hamle ile Patriot sistemlerini Avrupa ülkelerine satarak buradan Ukrayna'ya aktarılmasını sağladığı plan ile aynı mantık olacak. ABD artık "bedavaya savunma yok" kafasında; barışın peşinde koşarak sorumluluğu Avrupa'ya devretti. Peki hala kendi içinde birliği tam anlamıyla sağlayamamış ve ikircikli bir yapıda olan Avrupa Birliği, Ukrayna'yı kurtarabilecek mi, veya bu senaryoyu ne kadar sürdürebilecek?
Trump’ın başkanlığındaki zirvede yalnızca Kiev ile Washington arasında görüşmeler yapılmadı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Merz, İngiltere Başbakanı Starmer gibi birçok lider aynı masadaydı. Öyle ki Ukrayna'nın güvenliğinin Avrupa'nın güvenliği demek olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Bu noktada Trump, Rusya'yı NATO sınırlarında istemiyor; o sebeple Ukrayna'da bir tampon bölge önerisinde de bulundu.
Görüşmelerin uzadığı ve bazı başlıklarda fikir ayrılığı yaşandığı iddia ediliyor. Trump, önceki haftalarda Alaska’da Putin ile yaptığı görüşmenin ardından nihai anlaşmaya varılmadığını açıklamıştı.