Ahmed Şara, daha önce terör örgütleri listesinde yer alan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri olarak biliniyor. Trump ile görüşmesi öncesi ABD’de Amerikan askerleri ile birlikte basketbol oynadığı görüntüler de kamuoyunda tartışma yarattı. Bu ziyaretin hemen öncesinde ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunduğu bir tasarıyla Şara ve Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını sağladı. Tasarı, Rusya'nın da aralarında bulunduğu 14 üyenin onayıyla kabul edilirken, Çin çekimser kaldı. Böylece, BM yaptırım listesinde bulunan bir lider Beyaz Saray’da kabul edilmiş oldu.
Trump, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Şara’yı "sert bir adam" olarak tanımlayarak, Suriye konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Şara ile Trump’ın ilk görüşmesi ise mayıs ayında Suudi Arabistan ziyaretinde gerçekleşmişti. Bu görüşmelerde, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın arabuluculuğunun etkili olduğu dikkat çekiyor. Ayrıca Şara’dan kısa süre sonra Veliaht Prens’in de Washington’da Trump tarafından ağırlanması bekleniyor.
ŞARA, ULUSLARARASI MEŞRUTİYETİNİ ARTIRIYOR
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesiyle yeni bir yönetimi temsil eden Ahmed Şara, uluslararası meşruiyetini artırmayı amaçlıyor. ABD, Suriye’ye uyguladığı yaptırımları önemli ölçüde kaldırmış olsa da, ülkenin uluslararası finans sistemine tam erişimi henüz sağlanmadı. Heinrich-Böll Vakfı Suriye uzmanı Bente Scheller’e göre, Şara bunun gerçekleşmesi için ısrarcı olacak ve bu adım Suriye için ciddi bir rahatlama yaratacak.
Trump’ın Şara’dan beklentileri arasında IŞİD ve diğer cihatçı gruplara karşı ABD liderliğindeki uluslararası koalisyona Suriye’nin dahil edilmesi bulunuyor. Yaklaşık 80 ülkenin yer aldığı bu koalisyon, IŞİD’in yeniden canlanmasını engellemeyi amaçlıyor. Uzun vadede ise IŞİD’le mücadelenin Suriye ordusu tarafından üstlenilmesi hedefleniyor. Buna ek olarak Trump yönetimi, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması sağlanması için Şam üzerindeki baskıları artırıyor.
ABD, SURİYE'YE ASKERİ ÜS MÜ KURACAK?
Washington’dan sızan haberlere göre, ABD, Şam’daki bir havalimanını askeri üsse dönüştürerek bölgeye asker konuşlandırma planlarını sürdürüyor. Reuters ajansının haberine göre, bu üs İsrail-Suriye güvenlik anlaşmasının denetimi için kullanılacak. Ancak Suriye haber ajansı SANA, Reuters’ın haberini doğrulamamakla birlikte, Şam yönetiminin geçici oluşumlarla koordinasyonu güçlendirmeye devam ettiğini bildiriyor. ABD’deki bazı kaynaklar, operasyonel güvenlik gerekçesiyle üsse ilişkin detayları açıklamaktan kaçınıyor. İki Suriyeli askeri yetkili ise ABD’nin lojistik, gözetleme ve insani yardım faaliyetleri için üs kullanmayı planladığını ve bunların egemenlik kapsamında olduğunu belirtiyor.
Esad rejimi uzun yıllar İran ve Rusya'nın müttefiki olarak görüldü ve bu nedenle İsrail ile ABD tarafından tehdit olarak algılandı. Trump'ın Şara'ya verdiği önem ise ABD'nin Suriye'yi kendi etkisi altına alma hamlesi ve İran ile Rusya’ya karşı bir caydırıcılık arayışı şeklinde değerlendiriliyor. Bu süreçte Şara’nın çok yönlü diplomasi yürüttüğüne dikkat çekiliyor; örneğin, öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşerek mevcut anlaşmalara uyum sözü verdi.
TÜRKİYE ZİYARETİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR
Türkiye de ABD-Suriye yakınlaşmasını yakından izliyor. Ankara, hem İsrail-Suriye görüşmelerini hem Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonunu ulusal güvenlik meselesi olarak değerlendiriyor. Türkiye, Şara ve İçişleri Bakanı Hattab’ın BM yaptırım listesinden çıkarılmasını memnuniyetle karşıladığını ve yaptırımların tamamen kaldırılması yönündeki desteğini sürdüreceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de ekonomik kalkınmanın önündeki engellerin kalktığını ve özel sektörün Suriye'ye yatırımlarını artırması gerektiğini vurguladı.
Almanya da Suriye’deki gelişmeleri iç politika açısından önemsiyor. Başbakan Friedrich Merz, düzensiz göçün önlenmesine ve özellikle suç işleyen Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesine odaklanıyor. Merz, Şara'yı Almanya'ya davet ederek bu konuyu görüşmeyi planlıyor. Alman uzman Bente Scheller ise Suriyelilerin hemen geri gönderilmesi yaklaşımını eleştirerek, Suriye'nin yeniden yaşanabilir hale gelmesi için destek sağlanmasının önemine dikkat çekiyor. Scheller, Almanya’nın savaş sürecinde Suriyelilere kapılarını açmış olmasının saygı gördüğünü belirtiyor ve insani yaklaşımın sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor.