ABD merkezli New York Times gazetesinde yer alan habere göre, Marmara Denizi'nin derinliklerinde, Karadeniz ile Ege Denizi'ni birbirine bağlayan su kütlesinin altındaki fay hattında bilim insanlarının dikkatini çeken sismik hareketlilikler tespit edildi. Science dergisinde Perşembe günü yayımlanan ve New York Times tarafından gündeme taşınan yeni bir araştırma, son yirmi yılda büyüklükleri giderek artan depremlerin istikrarlı bir şekilde doğuya doğru hareket ettiğini ortaya koydu. Haberde, Nisan ayında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntının bu dizinin en son örneği olarak kayıtlara geçtiği belirtilirken, uzmanların bu modelin devam etmesi halinde büyük bir depremin Türkiye'nin en büyük şehrinin hemen güneyindeki sulara ulaşabileceği yönündeki görüşlerine yer verildi.

ARAŞTIRMACILAR FAYIN KİLİTLİ BÖLÜMÜNÜN 7.0 VEYA ÜZERİ BÜYÜKLÜKTE BİR DEPREM ÜRETME POTANSİYELİ TAŞIDIĞINI BELİRTTİ

New York Times'a konuşan University College London'dan sismolog Stephen Hicks, çalışmayla ilgili yaptığı değerlendirmede mevcut durumu net ifadelerle tanımladı. Çalışmada yer almayan Hicks, "İstanbul hedef tahtasında" ifadesini kullandı.

Science dergisinde yayımlanan yeni araştırma, güçlü depremlerin bilim insanlarının "Ana Marmara Fayı" olarak adlandırdığı fayın 9 ila 13 mil uzunluğundaki kilitli bir bölümüne doğru ilerlediğini öne sürüyor. Yapılan analizler, bu durumun 16 milyon nüfuslu şehir üzerinde 7.0 veya daha büyük büyüklükte bir sarsıntı yaratma potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

UZMANLAR DEPREMİN ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEMEDİĞİNİ ANCAK RİSK AZALTMANIN ÖNEMLİ OLDUĞUNU VURGULADI

Bu sismik şokun kesin niteliği ve zamanlaması konusundaki belirsizlik sürüyor. Almanya'daki GFZ Helmholtz Yerbilimleri Merkezi'nden sismolog ve yeni çalışmanın yazarlarından Patricia Martínez-Garzón, sürece dair önemli açıklamalarda bulundu.

Martínez-Garzón, "Depremler tahmin edilemez. Sıradışı bir şeyler olduğunu bize anlatan her türlü sinyalin erken tespitine ve risk azaltmaya odaklanmamız gerekiyor" dedi.

Haberde Türkiye'nin yıkıcı depremlere yabancı olmadığı hatırlatıldı. Şubat 2023'te meydana gelen 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki iki depremin, Türkiye'nin güneyi ve Suriye'de büyük yıkıma yol açtığı ve en az 55.000 kişinin hayatını kaybetmesine neden olduğu bilgisi paylaşıldı.

JUDITH HUBBARD: "ÇOK BÜYÜK BİR DEPREM YAKIN TARİHİN EN KÖTÜ İNSANİ FELAKETLERİNDEN BİRİNE NEDEN OLABİLİR"

Gelecekte İstanbul'u vuracak bir deprem fikri yeni olmamakla birlikte, uzmanlar bu durumun kaçınılmazlığı konusunda hemfikir görünüyor. Cornell Üniversitesi'nden deprem bilimci Judith Hubbard, New York Times'a verdiği demeçte konuyla ilgili çarpıcı bir uyarıda bulundu.

Çalışmada yer almayan Hubbard, "İstanbul yakınlarında meydana gelecek çok büyük bir deprem, muhtemelen yakın tarihin en kötü insani felaketlerinden birine neden olacaktır" şeklinde konuştu.

Haberde, yeni çalışmada vurgulanan tehlikenin, Anadolu tektonik levhasının Avrasya levhasına karşı yanal olarak kaydığı jeolojik bir sınır olan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı içerdiği belirtildi. Bu 750 mil uzunluğundaki fay hattının bir bölümü modern zamanlarda aktif olsa da, İstanbul'un güneybatısında deniz altında bulunan Ana Marmara Fayı adlı bölüm şüphe uyandırıcı bir şekilde sakinliğini koruyor. 1766 yılında şehri vuran 7.1 büyüklüğündeki depremden bu yana, yaklaşık 100 mil uzunluğundaki bir bölüm henüz kırılmadı.

SON 20 YILDAKİ DEPREMLERİN ANALİZİ DOĞU YÖNÜNDE BİR HAREKETLİLİK OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Fay üzerindeki son 20 yıllık depremleri inceleyen yeni çalışma, dikkat çekici bir durumu ortaya çıkardı. 2011 yılında Ana Marmara Fayı'nın batı kısmında 5.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, bunu 2012'de doğuda 5.1 büyüklüğünde bir deprem izledi. Eylül 2019'da 5.8 büyüklüğünde bir sarsıntı Ana Marmara Fayı'nın orta kısmını sarstı. Ardından, Nisan 2025'te, hemen doğusunda 6.2 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti.

Çalışmanın yazarları, bir sonraki depremin bir öncekinden daha güçlü olabileceği ve İstanbul'un hemen altındaki fayda ortaya çıkabileceği ihtimalini değerlendiriyor. Bir sonraki depremin herkesin korktuğu 7 ve üzeri büyüklükteki felaket olacağının garantisi bulunmuyor. Ancak fay üzerinde meydana gelecek oldukça güçlü bir ek deprem, doğu bölümüne daha fazla stres yükleyerek korkulan kırılmayı tetikleyebilir. Büyüklükteki küçük artışların açığa çıkan enerjide devasa sıçramalara karşılık gelmesi nedeniyle, 6'lı seviyelerin ortalarında veya üzerindeki bir deprem bile şehir için önemli ölçüde hasar verici olabilir.

BİLİM İNSANLARI DEPREMİN BİR DİZİ SARSINTIYLA MI YOKSA ANİDEN Mİ GELECEĞİ KONUSUNDA BELİRSİZLİK YAŞIYOR

Depremlerin neden bazen bir fay boyunca ilerlediği tam olarak bilinmemekle birlikte, bunun geçmişte Kuzey Anadolu Fay Hattı da dahil olmak üzere yaşandığı biliniyor. Yine de araştırmacılar analizlerine sadece dört mütevazı depremi dahil etti; bu sayının bir modeli tanımlamak için yetersiz olabileceği belirtiliyor.

Dr. Hubbard, verilerle ilgili şüphelerini şu sözlerle dile getirdi: "Bunların sadece göç ediyormuş gibi görünen tipik depremler olması ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum."

Ancak bu veri setine şüpheyle yaklaşılsa bile, fay üzerinde tehlikeli bir stresin biriktiği açıkça görülüyor. Dr. Hubbard, yaklaşan büyük depremin niteliği hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bunun, bu makalede ima edildiği gibi bir dizi göç eden depremle mi önceleneceğini, yoksa hiç beklenmedik bir anda aniden mi geleceğini hala söyleyemeyeceğimizi düşünüyorum."

ŞEHRİN DENETİMSİZ BÜYÜMESİ VE BİNA STANDARTLARINDAKİ EKSİKLİKLER RİSKİ ARTIRIYOR

Beklenen depremin ölümcüllüğü, kırılmanın yönü de dahil olmak üzere birçok faktöre bağlı bulunuyor. Dr. Martínez-Garzón'un da ortak yazarı olduğu yakın tarihli bir çalışma, kırılmanın doğuya, yani maalesef İstanbul yönüne doğru gerçekleşme ihtimalinin biraz daha yüksek olduğu uyarısında bulunuyor. Ancak Türkiye'nin 2023'teki çifte deprem felaketinde olduğu gibi, İstanbul'u trajediye hazırlayan unsurun insan faktörü olabileceği belirtiliyor.

Dr. Hubbard, mevcut yapılaşma durumuyla ilgili New York Times'a şu açıklamayı yaptı:

Arnavutköy’de yangın felaketi! İş yeri küle döndü: Yaralılar var
Arnavutköy’de yangın felaketi! İş yeri küle döndü: Yaralılar var
İçeriği Görüntüle

"Şehrin onlarca yıllık denetimsiz büyümesi ve yoğunlaşması, uygulanan bina standartlarının eksikliği ve dengesiz zeminler üzerindeki yapılaşma ile birleşerek bu özellikle tehlikeli durumu hazırladı."

Kaynak: NY TIMES