İsviçre’nin 2022’de imzaladığı ve 6 milyar İsviçre Frangı değerinde olduğu öne sürülen 36 adet F-35 savaş uçağı anlaşması, bugünlerde tam anlamıyla siyasi bir çıkmaza dönüştü. Fransız Le Monde gazetesinin gündeme taşıdığı detaylar, ülke kamuoyunda “F-35 alımı bir aldatmaca mıydı?” sorusunu gündeme getirdi.
Hükümetin Sessizliği Bozuldu: Ek 1 Milyar Frank Gündemde
Aylar süren tartışmaların ardından 25 Haziran’da Savunma Bakanı Martin Pfister, F-35 anlaşmasının vergi mükelleflerine tahmin edilenden 1 milyar İsviçre Frangı daha pahalıya mal olacağını kabul etti. Bu açıklama, sabit fiyat garantisi vaadiyle yapılan satın almanın aslında bir “yanılsama” olduğunu gözler önüne serdi.
“Bu Artık Ulusal Bir Skandal”
Le Monde gazetesine göre İsviçre halkı, F-35 alımı nedeniyle hem ekonomik hem de siyasi bir fatura ödemeye hazırlanıyor. Özellikle pilotların tercihinin Rafale'den yana olduğu hatırlatılarak, sürecin başından bu yana kurumsal baskılarla yönlendirildiği iddia ediliyor.
İsviçre hükümeti, anlaşmada sabit fiyat koşulunun yer aldığını savunurken, ABD’li yetkililer bu ifadelerin bir “yanlış anlaşılma”dan ibaret olduğunu öne sürüyor. Anlaşma metninde fiyat garantisinin olmaması, hükümetin anlaşmayı yeterince şeffaf yürütmediği eleştirilerini artırdı.
Milletvekilinden Çarpıcı Suçlama: “Hileli Satın Alma”
İsviçreli milletvekili Pierre-Alain Fridez, F-35 alım sürecine dair daha da ağır iddialar ortaya attı. Fridez, ihalede Amerikan savaş uçağının lehine kriterlerin özel olarak belirlendiğini, Fransız Rafale uçaklarının dışlandığını ve “sabit fiyat” vaadinin uydurma olduğunu savundu.
Fridez açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“F-35 lehine kurgulanan kriterler ve şeffaflık ilkesinin hiçe sayılması, bu süreci gerçek bir devlet skandalına dönüştürmüştür.”
