Türk Dünyası

Bişkek’te Aytmatov’un izinde: Kimlik, bellek ve ortak kültür yeniden konuşuluyor

Cengiz Aytmatov’un ölümünün 17. yılı dolayısıyla Bişkek’te “Kimlik, Bellek ve Ortak Kültür” başlıklı panel düzenlendi. Aytmatov’un eserleri, Sovyet baskılarına karşı kültürel hafızayı koruma çabasıyla yeniden tartışmaya açıldı.

Türk dünyasının en güçlü edebi seslerinden biri olan Cengiz Aytmatov, ölümünün 17. yılında doğduğu topraklarda yeniden düşünülüyor. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde düzenlenen “Cengiz Aytmatov’da Kimlik, Bellek ve Ortak Kültür” paneli, sadece bir anma değil; aynı zamanda kültürel hafızaya dönük bir düşünsel buluşma olarak öne çıktı.

Etkinlik, Cengiz Aytmatov Enstitüsü Başkanı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal’ın da katılımıyla gerçekleşti. Panelde, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Mekin Mustafa Kemal Ökem, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Azerbaycanlı ressam Sakit Memmedov, üniversite akademisyenleri ve öğrenciler hazır bulundu.

Sanat, ideolojiye karşı nasıl direndi?

Panelin moderatörlüğünü Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan üstlendi. Katılımcılar, Aytmatov’un eserlerinde sanat yoluyla otoriter sistemlere karşı geliştirdiği ince direniş biçimlerini, mankurtlaştırma kavramı üzerinden bireysel hafızanın sömürgeleştirilmesini ve kültürel aidiyetin nasıl savunulduğunu tartıştı.

Türkiye’den Prof. Dr. Muhammet Hanifi Macit, Aytmatov’un Sovyet sistemine doğrudan cephe almadan, sanat yoluyla halkın belleğini diri tutmayı başardığını vurguladı. Aytmatov’un eserlerinde Batılı aklın tahakkümüne karşı, kültürel direnişi sembolize eden karakterlerin öne çıktığı belirtildi.

Dil, yasak ve cesaret

KTMÜ’den Prof. Dr. Leyli Ükübayeva, Sovyet döneminde Aytmatov’a eserlerini Kırgızca yazma izni verilmediğini, buna rağmen Kırgız kimliğini kaybetmemek için mücadele ettiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Mirgül Tekeşova ise Aytmatov’un yalnızca yazar değil, aynı zamanda Türk dünyasının vicdanı olduğunu dile getirdi: “Gerçekleri yazmak ona pahalıya mal oldu, ama susturulamadı.”

Babası kurşuna dizildi, o halkına yazmayı seçti

Aytmatov’un yaşamı da en az eserleri kadar sembolikti. 1928’de Talas’ta doğdu, Sovyetler döneminde babası Toleykul Aytmatov, Stalin’in emriyle gizlice infaz edildi. Bu kişisel travma, onun eserlerine derin izler bıraktı. Aytmatov, 2008 yılında Almanya’da vefat etti ve Bişkek yakınlarındaki Ata-Beyit Anıt Mezarlığı’na defnedildi – babasının da mezarının bulunduğu kutsal bir mekâna.

Bir fikir insanı olarak Aytmatov’un mirası

Panel sadece bir anma töreni değil; Aytmatov’un edebi ve düşünsel mirasının, Türk dünyasında yeniden nasıl yorumlanabileceğine dair bir tartışma zeminine dönüştü. TÜRKSOY Genel Sekreteri Raev ve Manas Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Almaz İbrayev’in konuşmalarında ortak tema şuydu: Aytmatov yalnızca Kırgızistan’ın değil, tüm Türk dünyasının yazarıydı.