Çekya’da yürürlüğe giren yeni ceza yasası, komünizm propagandasına karşı bugüne kadar benzeri görülmemiş bir adım attı. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle ülkede artık komünizm propagandası yapmak Nazi taraftarı olmakla aynı seviyede cezalandırılacak. Bu düzenleme ile birlikte, sadece totaliter rejimlerin değil, aynı zamanda etnik, dini, ulusal ya da sınıfsal temelde nefreti teşvik eden tüm hareketler hedef alınıyor.
Yasa kapsamında bu tür ideolojileri yayan, destekleyen ya da teşvik eden kişiler 5 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecek. Böylece, geçmişte sadece Nazi rejiminin simgeleri ve propagandası yasaklıyken, artık komünist semboller ve söylemler de aynı yasal zeminde değerlendirilecek.
İDEOLOJİK NEFRET SUÇLARINA KARŞI YAPTIRIMLAR GENİŞLETİLDİ
Çekya'da daha bugüne dek sadece Nazi ideoloji fikir suçu olarak sayılıyordu, onun dışında herhangi bir ideoloji hakkında ceza gerektirecek bir suç belirlenmemişti. Artık komünizm hakkında olumlu propaganda yapmak, kitaplarını satmak, internette benzeri yayınlar ve içerikler yapmak, paylaşmak Nazi propagandasıyla aynı suçu işlemek anlamına gelecek. Ancak yeni düzenleme, komünist ideolojinin de insan haklarına yönelik tehditler oluşturabileceği gerekçesiyle aynı şekilde yasaklanmasını öngörüyor.
Bu gelişmeyle birlikte, komünizme yönelik propaganda faaliyetleri ilk kez yasal olarak doğrudan hedef alınmış oldu. Yasada yapılan değişiklik, özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde devam eden tarihsel ve siyasal hafıza tartışmalarını yeniden alevlendirebilir.
SİYASAL GEÇMİŞ YENİDEN TARTIŞMA KONUSU
Yeni yasa, yalnızca bir ceza düzenlemesi olarak değil, aynı zamanda Çekya'nın totaliter geçmişle hesaplaşma biçimi olarak da değerlendiriliyor. Özellikle Sovyet etkisi altında geçen dönemin yarattığı travmalar, bu tür düzenlemeleri destekleyen kamuoyunu güçlendiriyor.
Komünizm propagandasının Nazi söylemleriyle aynı düzlemde yasaklanması, sadece sembolik bir değişiklik olarak değil, aynı zamanda devletin ideolojik şiddetle mücadelede eşit mesafede durduğunu gösteren bir mesaj niteliği taşıyor.
Bu hamle, Orta ve Doğu Avrupa'da geçmişle yüzleşme çabalarının giderek daha radikal bir yön alabileceğinin işareti olarak yorumlanıyor.