Çin’in askeri gücünü en yeni silah sistemleriyle sergilediği törene Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya kadar 26 ülkenin devlet ve hükümet başkanı katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pekin’deki askeri geçit törenine katılmadı. Erdoğan, törenin hemen öncesinde Çin’in Tiencin kentinde yapılan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi’ndeki temaslarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndü. Buna karşın Türkiye’yi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar temsil etti. Aile fotoğrafında Şi, Putin ve Kim Jong Un’un ilk sırada yer aldığı dikkat çekerken, Türk heyeti üçüncü sırada konumlandı.
Şİ: ÇİN’İN YÜKSELİŞİ ENGELLENEMEZ
Tiananmen Meydanı’nda gerçekleştirilen törende Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile yan yana yürüdü. Üçlü arasındaki samimi görüntüler dikkat çekerken, Şi konuşmasında “Çin’in yükselişi engellenemez” mesajını verdi. “Bugün insanlık barış ya da savaş, diyalog ya da çatışma arasında bir seçimle karşı karşıya” diyen Şi, Çin halkının “tarihin doğru tarafında yer aldığını” vurguladı.
Çin’in gövde gösterisi Washington’da sert tepkiyle karşılandı. ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Çin’in zafer ve şeref arayışında çok sayıda Amerikalı hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı. Trump, ardından Şi’ye hitaben, “ABD’ye karşı komplo kurarken lütfen Vladimir Putin ve Kim Jong Un’a en içten selamlarımı iletin” diyerek kinayeli bir paylaşım yaptı.
ÇİN’İN STRATEJİK HEDEFİ
Uzmanlara göre Pekin’in askeri geçit töreni, sadece güç gösterisi değil aynı zamanda gelecek vizyonunun ilanı niteliğinde. Berlin Hür Üniversitesi’nden Prof. Eberhard Sandschneider, “Bu tür törenler otoriter rejimlerde güç sergilemenin aracı olarak kullanılır” yorumunu yaptı. Çin Devlet Başkanı Şi’nin hedefi ise 2049 yılına kadar ülkenin modernleşmesini tamamlayarak Çin’i dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü haline getirmek.
Çin, BRICS ve ŞİÖ aracılığıyla siyasi nüfuzunu artırırken, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 153 ülkeyi altyapı projelerine dahil etmiş durumda. Ancak bu projeler Pekin’in “borç tuzağı diplomasisi” eleştirilerini de beraberinde getiriyor. Çin’in finansman sağladığı ülkeler ağır borç yükü altına girerken, Pekin bu borçları jeopolitik nüfuz için bir araç olarak kullanıyor.
Batı’da eleştirilen “Çin modeli” özellikle Küresel Güney’de karşılık buluyor. Nijerya’nın eski lideri Olusegun Obasanjo, Çin’i Afrika için “ilham ve fırsat kaynağı” olarak tanımladı. Buna karşılık ABD, Trump yönetiminde dış yardımları keserken, USAID’i kapatarak 5 milyar dolarlık fonu iptal etti. Bu durum, Pekin’in sunduğu imkanların gelişmekte olan ülkelerde daha cazip görünmesine yol açıyor.
KÜRESEL YÖNETİŞİMDE ROL ARAYIŞI
Berlin merkezli MERICS araştırma merkezinden Claus Soong’a göre Çin’in amacı “küresel yönetişimi demokratikleştirmek ve tek kutuplu hegemonyaya meydan okumak.” Ancak bu yaklaşım liberal değerlere değil, devletçilik ve ulusal çıkarlara dayanıyor. Pekin, bu hedef doğrultusunda uluslararası kurumlar üzerinden etkinliğini artırmaya çalışıyor.