Gündem

Çocuklar şehirlerde göz ardı mı ediliyor? TÇE rapor yayımladı, saha verileri de aynı tabloya işaret ediyor!

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün yayımladığı raporda çocukların kent yönetiminde yeterince yer bulamadığı, park ve kamusal alanlarda güvenliğin temel sorun olarak öne çıktığı tespit edilirken, bu bulgular 5 yaşında bir kız çocuğu annesi Aslı Uca’nın parklar, güvenlik, tasarım ve kamusal alanlara ilişkin değerlendirmeleriyle sahada karşılık buldu. TÜRKINFORM muhabiri Yaren Tekin’in gerçekleştirdiği röportaj, rapordaki verilerin günlük yaşamda nasıl deneyimlendiğini gözler önüne serdi.

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün (TÇE) yayımladığı kapsamlı rapor, Türkiye’de çocukların kent yaşamında yeterince dikkate alınmadığını, park ve kamusal alanlarda güvenliğin en temel sorun olarak öne çıktığını ortaya koydu. 30 büyükşehir belediyesinin stratejik planları ile İstanbul ve Ankara’da yapılan saha araştırmalarına dayanan raporda, çocukların karar alma süreçlerinde yer almadığı, yerel yönetimlerin çocukları çoğunlukla “pasif kullanıcı” olarak gördüğü tespit edildi. Bu veriler üzerine, 5 yaşında bir kız çocuğu annesi olan Aslı Uca ile TÜRKINFORM muhabiri Yaren Tekin, çocukların kentteki yaşamına dair bir röportaj gerçekleştirdi. İşte röportajda öne çıkan başlıklar...

RAPOR KENTLERDE ÇOCUK ODAKLI YÖNETİM EKSİKLİĞİNE İŞARET ETTİ

Toplum Çalışmaları Enstitüsü tarafından yayımlanan raporda, çocukların kent yönetiminde yeterince dikkate alınmadığı, park ve oyun alanlarının güvenlik ve bakım sorunlarıyla öne çıktığı, çocukların ve ailelerin karar alma süreçlerine katılımının oldukça sınırlı kaldığı tespit edildi. İstanbul ve Ankara’da yapılan saha araştırmalarında ebeveynlerin en büyük kaygısının güvenlik olduğu ortaya konurken, parkların çocukların gelişim ihtiyaçlarına uygun tasarlanmadığı da raporda vurgulandı. Bu veriler ışığında konuştuğumuz Aslı Uca, raporda yer alan tespitlerin günlük yaşamda birebir karşılık bulduğunu aktardı.

RAPORUN TAMAMI İÇİN

PARKLAR ÇOCUKLAR İÇİN SADECE OYUN ALANI DEĞİL

5 yaşındaki kızının parklarda geçirdiği zamanı değerlendiren Uca, parkların çocuklar için yalnızca oyun alanı olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Uca, “Çocuklar için parkta zaman geçirmenin saati yok. Orası arkadaşlarıyla vakit geçirdikleri, paylaşmayı ve birlikte olmayı öğrendikleri bir alan” ifadelerini kullandı.

PARKLARDA GÜVENLİK KAYGISI

Parklardaki güvenlik sorunlarına dikkat çeken Uca, çocuk parklarında çocuksuz yetişkinlerin bulunmasının risk oluşturduğunu vurguladı. Uca, “Ülkemizde ve dünyada çocuk istismarının bu kadar yaygın olduğu bir ortamda, çocuk parklarında çocuksuz yetişkinlerin kontrolsüz şekilde bulunmasını sakıncalı buluyorum. Ayrıca bu alanlarda güvenlik görevlilerinin bulunması gerektiğini düşünüyorum” sözlerini aktardı.

PARK TASARIMLARI YAŞ VE GELİŞİME GÖRE PLANLANMALI

Parkların tasarımına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uca, mevcut uygulamaların çocukların gelişim düzeylerini yeterince dikkate almadığını belirtti. Parkların 0–6 ve 6–11 yaş gibi genel kategorilerle sınırlandırılmasının doğru olmadığını vurgulayan Uca, “0–3, 3–6 ve 6–11 yaş gibi daha ayrıntılı düzenlemeler yapılmalı. Oyuncaklar çocukların dikkatine, yaşına ve motor becerilerine uygun olmalı. Demir kaydıraklar ya da taş zeminler çocuklar için uygun değil” değerlendirmesinde bulundu.

ÇOCUKLAR YAŞADIĞI ŞEHRİ AİLEYLE KURULAN BAĞ İLE SEVİYOR

Kızının yaşadığı kenti sevdiğini ifade eden Uca, bunun temel nedeninin aile olduğunu aktardı. Uca, “Çocuk şehri değil, güvenli bağlılığı sever. Ailenin çocukla iletişimi güçlü olduğu sürece çocuk yaşadığı yeri sever. Sevginin temeli ailede başlar” ifadelerini kullandı.

KENTLERDE ÇOCUKLAR İÇİN GÜVENLİ ALANLAR SINIRLI

Kentte çocuklara yönelik alanların yetersiz olduğunu belirten Uca, site içi parklar ve bazı alışveriş merkezleri dışında çocukların vakit geçirebileceği güvenli alanların sınırlı kaldığını vurguladı. Uca, “Çocuklara etkinlik yaptırmak oldukça zor. Güvenli alanların yeterli olduğunu düşünmüyorum” sözlerini aktardı.

RAPOR VE SAHA VERİLERİ AYNI TABLOYA İŞARET EDİYOR...

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün raporu ve sahadan gelen bu değerlendirmeler, çocukların kent yaşamında hala ikinci planda kaldığını ortaya koyarken, güvenli, erişilebilir ve çocukların gelişimine uygun kamusal alan ihtiyacını bir kez daha gündeme taşıdı.