Diyarbakır Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar öncülüğündeki bir akademik ekip, Dicle ilçesinde bir doğasever tarafından keşfedilen çekirgenin bulunduğu mağarada incelemelerde bulundu.
Ekipte, Doç. Dr. Sadreddin Tusun’un yanı sıra Hakkari Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Sait Taylan ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Şirin de yer aldı.
Yapılan saha çalışmaları sırasında yakalanan çekirgenin detaylı fotoğrafları ve video kayıtları alındı.
Kayıtlarda Yer Almayan Yeni Bir Çekirge Türü
Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, mağarada bulunan çekirgenin mevcut bilimsel kayıtlarda yer almadığı tespit edildi.
Türün literatürde ilk kez tanımlandığı bu keşif, Almanya’da yayımlanan saygın bir bilimsel dergide de yer aldı. Yeni türe, keşfedildiği bölgeye atıfla “Troglophilus diclensis” adı verildi.
"Yeni Bir Tür Olduğunu Görmüş Olduk"
Prof. Dr. Ali Satar, yeni keşfedilen çekirge türünün Almanya’da yayımlanan bilimsel bir dergide yayınlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bu görüntüde gördüğünüz çekirge 'kambur çekirge' diye geçiyor ve çok nemli yerlerde yaşıyor. Bir doğasever tarafından bana bunların görüntüleri atıldı. Tabii bizim bir ilçemizden atıldığı için ilgimi çekti. Bu grupta çalışan arkadaşlarımız var, onlara da haber verdik.
Onlarla beraber bu alana birkaç kere gittik ve bu çekirgeyi gördük. Aldık, inceledik ve yeni bir tür olduğunu görmüş olduk. Buna, 'Troglophilus diclensis' adını verdik. Bu, Dicle anlamına geliyor. Dicle ilçemizde bulduğumuz için bu ismi verdik. Bu yeni türümüz Almanya'da bir dergide yayınlandı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde daha önce böyle bir çekirge cinsine rastlanmamıştı. Çünkü burası çok sıcak. İlginç bir tür oldu."
"Ülkemizde 17 Tane Mağara Çekirgesi Türü Var"
"Ülkemizde 17 tane mağara çekirgesi türü var. Fakat Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hiç geçmemişti böyle bir çekirge türü. O da bize nasip oldu. Yeni bir tür. Normalde bunlar nemli yerlerde yaşıyorlar, mağara ağızlarında, mağara içlerinde yaşıyorlar. Çünkü dışarıdaki sıcaklık, mesela bizim gittiğimizde en az 40 dereceydi.
Mağara içine girdiğinizde bu 20 dereceye iniyor. Nemli bir ortam. Bunların üremesi için mükemmel bir ortam. Dolayısıyla bu dışarıda yaşayamaz. Onun için ilk gördüğümüzde ilgimizi çekmişti. Çünkü böyle bir çekirgeyi, yani mağara çekirgelerini gördüğünüz zaman bunun yeni bir tür olabileceği aklınıza gelmeli."
