Türkiye'nin uzun yıllardır farklı din, kültür ve inançlardan bireylerin barış içinde yaşadığı bir medeniyetin mirasçısı olduğunun altı çizilen açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti, din ve vicdan özgürlüğünü Anayasa ile güvence altına almış, hiçbir vatandaşının inancı veya ibadet biçimi nedeniyle ayrımcılığa uğramasına izin vermemiştir" ifadeleri yer aldı. Ülkede inançlara saygı ve çoğulculuğun demokratik düzenin vazgeçilmez unsurları olduğu vurgulandı. Tarih boyunca camiler, kiliseler ve sinagogların yan yana var olduğu, Müslüman, Hristiyan ve Musevi vatandaşların ortak bir hayat kültürü oluşturduğu anımsatıldı.
Ayrıca, farklı inanç topluluklarına ait ibadethanelerin korunması, restorasyonu ve yeniden hizmete açılması için önemli çalışmalar yürütüldüğü, çok sayıda Hristiyan kilisesi ve manastırının restore edilerek ibadete açıldığına değinildi. Cemaat vakıflarının mülkiyet haklarının korunması ve hukuki süreçlerin şeffaf şekilde yürütülmesi sağlandığı da bildirildi.