Doğu Türkistan

Dünya sustuğunda, zulüm büyür.

Gözler başka yöne çevrildiğinde, karanlık kök salar.

Bugün Çin’in Doğu Türkistan’da yaptıkları, tarihin utanç sayfalarına kazınan bir zulmün en canlı halidir. Ancak orada yükselen ses bir sessizlik değil; dünyanın kulaklarını tıkadığı, insanlığın görmezden geldiği onurlu bir çığlıktır.

Bir millet, kendi toprağında, kendi diliyle, kendi inancıyla yaşama hakkı için direniyor. Uygur Türkleri, yüzyıllardır sahip oldukları kimliklerini savunmak için onurlu bir mücadelenin içindeler. Zulmün en karanlık yüzüne rağmen, boyun eğmiyorlar. Çünkü bu, sadece bir halkın mücadelesi değil; bu, Türk’ün hürriyet ruhunun tarihe yeniden kazınışıdır.

Bugün Doğu Türkistan’da yaşanan her baskı, her yasak, her işkence; yalnızca bir coğrafyaya değil, tüm Türk milletinin kalbine saplanan bir hançerdir. Çünkü biz aynı tarihin, aynı kültürün, aynı inancın çocuklarıyız. Orada atılan her çığlık, binlerce kilometre ötede bizim damarlarımızda yankılanmaktadır.

Ne yazık ki dünya bu çığlığa sağır, bu acıya kör. İnsanlık, kendi vicdanına ihanet ediyor. Oysa zulmü görmezden gelmek, zulme ortak olmaktır. Sessiz kalmak, zalimin sırtını sıvazlamaktır.

Biz susarsak, tarih bizi suskun kalabalıklar olarak yargılar.

Artık yeter!

Gözlerimizi kapatmayalım, kulaklarımızı tıkamayalım. Çünkü suskunluk, zulmün en büyük müttefikidir. Biz sustukça, karanlık büyüyor; zalimler güçleniyor. Oysa bir milletin sesi olmak, onunla omuz omuza yürümek, en büyük insanlık borcudur.

Doğu Türkistan’ın sesi, bizim sesimizdir.

Toprakları işgal edilmiştir: Şimdi ise her türlü ahlaksızca asimile ve baskıyla yok edilmeye çalışılanlar bizim öz kardeşlerimizdir ata yadigarlarımızdır.

Uygur kardeşlerimizin çığlığı, bizim yüreğimizde yankılanmaktadır. O ses binlerce yıllık bir medeniyetin haykırışıdır. Birileri unutsun diye tarih yazılmadı; biz hatırlayalım ve sahip çıkalım diye yazıldı.

Ecdadımız yüzyıllar boyunca zulmün karşısında dimdik durdu. Haksızlığa karşı susmayı zillet saydı. Bugün bizden beklenen de aynıdır: zalimin karşısında susmamak, mazlumun yanında dimdik durmak.

Doğu Türkistan’daki direniş, yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm Türk milletinin onur mücadelesidir.

Bu mesele siyaset üstüdür.

Bu Mesele İnsanlık Meselesidir

Uygur Türklerinin gözyaşları dinmeden, bizden biri bile huzurla uyuyamaz. Çünkü bir millet ya birlikte ayağa kalkar ya da birlikte yok olur.

Bu mesele Çin in iç meselesidir demek gafletten öte bir ifade değildir.

Bugün susarsak, yarın bizim çığlığımızı da kimse duymaz.

Bugün ses olursak, yarın tarih bizi onurla yâd eder.

Doğu Türkistan yalnız değildir.

Biz varız…

Biz sustukça zulüm büyür; ama biz konuşursak, dünya titrer.

Doğu Türkistan’ın çığlığı, Türk milletinin onurudur.

Ve biz, o onuru asla yere düşürmeyeceğiz.

*Bu siteye yazılan köşe yazıları Türkinform'un editöryal politikasını yansıtmamaktadır. Köşe yazılarındaki görüşler yalnızca yazarları ilgilendirmektedir.*