Bugün 15 Aralık Türk Dili Günü! Kutlu olsun! Bir dili yaşatmanın, onu doğru ve özenli kullanmanın aslında bir kültürü, bir kimliği korumak anlamına geldiğini hatırlatan özel bir gün. Türkçe; yüzyıllar boyunca farklı coğrafyalarda şekillenmiş, kimi zaman baskılara maruz kalmış ama köklü yapısı sayesinde varlığını sürdürmeyi başarmış bir dil. Bu özel günde Türkçenin geçmişten bugüne geçirdiği dönüşümü, günümüzde karşı karşıya olduğu riskleri ve geleceğe nasıl taşınabileceğini Dil Bilimci Rukiye Daşbınar ile konuştuk.
ORTA ASYA’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKÇENİN UZUN YOLCULUĞU
Dil Bilimci Rukiye Daşbınar’a göre Türkçenin temeli, Orta Asya’da yaşayan Türklerin kullandığı Eski Türkçeye dayanıyor. Orhun Yazıtları ise bu dilin bilinen en eski yazılı belgeleri arasında yer alıyor. Türklerin tarih boyunca farklı coğrafyalara yayılmasıyla birlikte Türkçe de bulunduğu bölgelerin kültürel ve coğrafi özelliklerinden etkilenerek değişime uğradı. Daşbınar konuya ilişkin şöyle konuştu:
"İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türkçeye Arapça ve Farsça kelimeler girdi. Zamanla ses yapısı, gramer ve söz varlığı açısından farklılaşmalar yaşandı. Kaşgarlı Mahmut’un Divânu Lügati’t-Türk adlı eseri ise Türk dilinin hangi bölgelerde, hangi boylar tarafından nasıl kullanıldığını açıkça ortaya koyan en önemli kaynaklardan biri oldu."
Daşbınar, bazı Türk topluluklarının sömürge politikaları nedeniyle bilinçli dil müdahalelerine maruz kaldığını vurguladı. Dil bilimci o günleri söyle anlattı:
"Alfabe değişiklikleri, yabancı kelime dayatmaları ve cümle yapısındaki bozulmalar, dilin yapısını zedelemeyi amaçladı. Ancak buna rağmen Türkçe, köklü yapısı sayesinde tamamen yok edilemedi. Bugün Tatar, Kırım, Nogay, Kumık, Çuvaş ve Yakut Türkleri hâlâ dillerini yaşatmaya devam ediyor. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi bağımsız Türk devletlerinde ise Türkçenin saf hâli korunuyor. "
DİJİTAL ÇAĞDA TÜRKÇEYİ KORUMAK MÜMKÜN MÜ?
Günlük hayatta ve dijital platformlarda Türkçenin doğru kullanımının en temel anahtarı Daşbınar’a göre iyi bir eğitim. Eğitim sürecinde kitap okuma alışkanlığının büyük önem taşıdığını belirten Daşbınar okunan kitapların da dil kurallarına uygun olmasının altını çizdi.
Dil, hayatın her alanında kullanılmadıkça doğru şekilde öğrenilemiyor. Eğitimle başlayan bu süreç, kitap okumayla pekişiyor ve günlük kullanımda alışkanlığa dönüşüyor. Dijital platformlarda ise daha özenli yazım tercihleriyle dil yanlışlarının azaltılabileceğini ifade eden Daşbınar, “İnsanlar dili yanlış kullanmaya nasıl alıştıysa, doğru kullanmayı da aynı şekilde alışkanlık hâline getirebilir” dedi.
MEDYA VE ZAMANLA BOZULAN DİKSİYON SORUNU
TRT’nin eski arşiv görüntülerine baktığımızda, geçmişte yapılan sokak röportajlarında bile diksiyonun oldukça düzgün olduğu dikkat çekiyor. Peki zamanla dilimizi kaybediyor muyuz?
Rukiye Daşbınar’a göre diksiyon, dilin en önemli unsurlarından biri. Dil uzmanı sorumuza şöyle cevap verdi:
"Doğru diksiyon, doğru anlatımı beraberinde getiriyor. Bu nedenle okullarda verilen eğitimlerin yanında, çevresel faktörlerin ve medyanın rolü büyük. İnsanlar duyduklarını ve gördüklerini taklit ediyor. Medyada kullanılan dil ne kadar düzgün olursa, gençlerin Türkçeye olan ilgisi de o kadar artıyor. Eğitici ve doğru dil kullanan medya içerikleri bu noktada kritik bir rol üstleniyor."
TÜRKÇE DÜNYAYA NASIL AÇILIR?
Türk dizileri, filmleri ve şarkıları sayesinde Türkçe son yıllarda uluslararası alanda daha görünür hâle geldi. Ancak Daşbınar’a göre bu yeterli değil.
"Türkçenin yaygınlaşması için ana dili Türkçe olan eğitmenler tarafından verilen dil eğitimlerinin farklı ülkelerde artırılması gerekiyor. Bu sayede Türkçe sadece kulağa tanıdık gelen bir dil değil, öğrenilmek istenen bir dil hâline gelebilir."
“DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR”
15 Aralık Türk Dili Günü’ne özel mesajında Rukiye Daşbınar dilin bir toplumun varlığını temsil ettiğini vurguladı. Ona göre her toplum diliyle bir bütündür. Bu nedenle Türkçeyi mümkün olduğunca sade, doğru ve özenli kullanmak gerekiyor. Yabancı dillerden gelen her kelimenin sorgusuz sualsiz Türkçeye yerleştirilmemesi gerektiğini ifade eden Daşbınar, Türk lehçelerinin birbirini daha iyi anlayabilmesi için Ortak Türkçe çalışmalarının önemine dikkat çekti.
“Dilimize sahip çıkmak, aslında kendimize sahip çıkmaktır” diye konuşan Daşbınar’ın sözleri, Türk Dili Günü’nün ruhunu özetler nitelikte.