Kripto para borsası 'Thodex' kurucusu Faruk Fatih Özer, iki buçuk yıldır tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ndeki tek kişilik koğuşunda 1 Kasım sabahı ölü bulundu. Özer'in "yatak çarşafı ve banyo havlusunu birleştirmek suretiyle kendisini astığının görüldüğü" resmi tutanaklara geçti. 11 bin yılı aşan hapis cezası bulunan Özer'in ölümüyle ilgili soruşturma sürerken, koğuşunda "Kuş Rüyası" başlıklı ve intiharın nasıl yapılacağını anlatan bir not bulunduğu ortaya çıktı. Özer’in avukatı Sevgi Erarslan, cezaevi idaresini müvekkilinin psikolojisi konusunda defalarca uyardıklarını belirterek, "Cezaevinin ihmali var" dedi.
AVUKATI: "İNTİHARDAN BİR GÜN ÖNCE 'TEDAVİ GÖRSÜN' DİYE UYARDIK"
Faruk Fatih Özer’in avukatı Sevgi Erarslan, cezaevi idaresinin ihmali olduğunu savundu. Erarslan, intihardan sadece bir gün önce, 31 Ekim'de, cezaevine giden bir diğer avukatın kurumun psikoloğuna başvurduğunu belirtti. Avukatın, “Özer’in durumu iyi değil. Gerekirse kuruma yatırılsın, psikiyatrik tedavi görsün” dediğini aktaran Erarslan, psikoloğun "Kendisi istemediği sürece birşey yapamayız. Haftaya psikiyatr gelecek” şeklinde yanıt verdiğini iddia etti. Erarslan, Özer'in ailesinin de iki hafta önce aynı taleple cezaevi müdürüne başvurduğunu ancak bu uyarıdan da bir sonuç alınamadığını kaydetti.
"İSTİNAF KARARI SONRASI KENDİSİNİ İZOLE ETTİ"
Avukat Erarslan, Özer'in son zamanlarda adaletsizlik yaşadığını ve ümitsizliğe kapıldığını belirtti. Erarslan, "Aslında duruşmalarda iyiydi. Anlaşılmadığını gördüğünde rahatsızlık başladı. İstinaf kararına rağmen kardeşleri bırakılmayınca umut kopukluğu oldu, kendisini izole etti, soyutladı. Bir iki aydır ailesiyle görüşmüyordu" dedi. Erarslan, intihar olasılığını yüksek gördüğünü ancak kamuoyunda "kaçırıldı" gibi spekülasyonların çıkmasını istemediklerini belirterek, "Cem Garipoğlu’ndaki gibi spekülasyon istemiyoruz. Ben kendim cesedini gördüm" ifadelerini kullandı.
10 GÜN ÖNCE 'KESİCİ ALET VERİLMEMESİ' KARARI ALINMIŞ
Özer'in intihar edebileceğine dair cezaevi idaresinin şüpheleri olduğu ortaya çıktı. 21 Ekim 2025’te Özer için 'vaka toplantısı' düzenlendiği öğrenildi. Bu toplantıların, intihar etme veya kendisine zarar verme riski bulunan hükümlüler için yapıldığı belirtildi. Toplantıda Özer için ‘kesici ve delici aletlerin odaya verilmemesi ve iki saat aralıklı kontrol yapılması’ kararı alındı. Bu karara rağmen, cezaevi idaresinin yetkili makamlara "Özer’in intihar riski tespit edilemedi" yönünde görüş bildirdiği iddiası çelişki yarattı. Özer'e anksiyete bozukluğu teşhisi konulduğu, iki ilaç kullandığı ancak 11 Haziran 2025'te hastaneye gitmeyi reddettiği de öğrenildi.
KOĞUŞTA "İPİ SIKIYA BOYNUNA GEÇİR" YAZAN NOT BULUNDU
Özer’in odasında yapılan aramada ‘kuş rüyası’ başlıklı el yazısı bir not bulundu. Yazıyı Özer'in mi, yoksa başkasının mı yazdığının henüz belli olmadığı belirtildi. Notta, intiharın nasıl gerçekleşeceğinin adım adım anlatıldığı ve ilk cümlesinin "Altlığı ve tabureyi koy. Ve oturup ipi sıkıca boynuna geçir…" şeklinde olduğu görüldü.
ÖLÜMDEN ÖNCEKİ AKŞAM "ŞUBAT AYINDA ÇIKACAĞIM" DEMİŞ
Özer'in ölümünden önceki son akşamı hakkında da detaylar ortaya çıktı. 31 Ekim günü saat 20.00'de yapılan akşam sayımında Özer'in, infaz koruma memurlarına “Şubat ayında çıkacağım” dediği ve moralinin yerinde olduğunun gözlemlendiği belirtildi. Saat 23.57'de yapılan son kontrolde ise "Biraz televizyon izleyip yatacağım" dediği kayıtlara geçti. Saat 05.55'teki dinlemenin ardından, saat 08.00'deki sabah sayımına giden memurlar Özer'i yatakta göremeyince banyoya yöneldi ve cansız bedeniyle karşılaştı.
11 BİN YIL HAPİS CEZASI ALMIŞTI
1994 Kocaeli doğumlu olan Özer, 2017'de kurduğu Koineks isimli borsanın adını 2020'de Thodex olarak değiştirmişti. Thodex, Nisan 2021’de batmış ve Özer, Arnavutluk’a kaçmıştı. Ağustos 2022'de yakalanıp iade edilen Özer, 23 Nisan 2023’te tutuklandı. MASAK raporuna göre toplam zararın 94 milyon TL olduğu davada, Özer ile kardeşleri Güven ve Serap Özer 11 bin 196 yıl hapis cezası aldı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, "suç örgütü kurma" yönünden kararı bozmuştu ve dava İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyordu.