Teknoloji

Türkiye’nin hava hakimiyeti: Gök Vatan’a geçit yok!

İsrail ile İran arasındaki çatışmalar, modern savaşların nasıl değiştiğini ve teknolojinin muharebe sahasında ne denli belirleyici hale geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Çelik Kubbe ve Entegre Hava Savunması Modern hava tehditleri, özellikle kamikaze İHA’ların alçak irtifadan gerçekleştirdiği saldırılar, sadece yüksek irtifa tehditleri kadar önem kazandı. Türkiye’nin entegre hava savunma sistemi “Çelik Kubbe”, radarlar ve hava savunma füzeleriyle her irtifadan gelen tehditlere karşı etkili koruma sağlıyor. Bu sistemin alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar farklı katmanları arasında İhtar, Şahin, Gökberk, Korkut, Gürz, Hisar-A, Hisar-O ve Siper gibi kritik sistemler yer alıyor. Ayrıca, S-400 hava savunma sistemi de gerektiğinde 12 saat içinde kurulup aktif hale getirilebiliyor.

İran ve Suriye’nin hava savunma altyapısı zayıf olduğu için İsrail uçakları bu bölgeler üzerinden İran’a rahatlıkla ulaşabiliyor. Ancak Türkiye, bu tür açıkları kapatacak teknolojik altyapıya sahip.

Türk VİHA’ları ve Sürü Teknolojisi Türk savunma sanayii, yerli ve milli kamikaze İHA sistemlerinde dünyada öne çıkıyor. Sahada başarıyla kullanılan Kargu gibi vurucu döner kanatlı İHA’lar, sürü halinde görev yapabilme yetenekleriyle öne çıkıyor. Üstelik GPS bağımsız çalışma kapasitesine sahip bu İHA’lar, zırh delici mühimmatlar ile donatılarak etkisini artırdı.

Kaan ve Hürjet: Milli Muharip Uçaklar Milli Muharip Uçak Kaan ve hafif taarruz jeti Hürjet, önümüzdeki yıllarda Türk hava gücünün omurgasını oluşturacak. Bu yeni nesil savaş uçakları, hava üstünlüğünü sağlamak için gelişmiş hava-hava füzeleri taşıyacak, aynı zamanda 300 km menzilli seyir füzeleriyle kara ve deniz hedeflerini uzaktan vurabilecek. SOM seyir füzesi, bu alandaki en kritik milli mühimmat olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Türk savaş uçaklarının genel maksat bombaları da akıllı mühimmat kitleriyle dönüştürülerek gücüne güç katıldı.

Hava Taarruz Gücünde Yeni Nesil Savaş Uçakları Türk Hava Kuvvetleri’nin temel taarruz gücü, halen F-16 ve F-4 Phantom bombardıman uçaklarına dayanıyor. Yerli üretim füzelerle desteklenen bu uçaklar, 300 kilometre uzaklıktaki kara hedeflerini hassas şekilde vurabiliyor. 2028-2035 döneminde ise modernize edilen F-16 Blok 70, Eurofighter Typhoon ve F-35 gibi yeni nesil savaş uçaklarının envantere katılması hedefleniyor.

İki “Hayalet”: Kızılelma ve Anka-3 Türkiye, insansız hava araçları konusunda da dünya çapında önemli bir üretici konumunda. Envantere girmesi planlanan Kızılelma, agresif manevra kabiliyetiyle hava-hava muharebesi yapabilecek ilk yerli insansız savaş uçağı olarak öne çıkıyor. 2026’da hizmete alınması beklenen Anka-3 ise ağır bombardıman uçağı olarak tasarlandı. Her iki uçak da düşük görünürlük (stealth) özellikleriyle “hayalet” olarak nitelendiriliyor.

Milli SİHA Gücü ve İHA Eğitim Altyapısı Türkiye, hem mevcut hem de potansiyel olarak güçlü bir milli SİHA (Silahlı İnsansız Hava Aracı) filosuna sahip. Akıncı, Anka gibi yerli üretim SİHA’lar ve akıllı mühimmatlarla donatılan sistemler, TSK bünyesindeki birçok birimde aktif şekilde kullanılıyor. Bu alandaki eğitim altyapısı da güçlü: Batman’daki 14. İnsansız Uçak Sistemleri Üs Komutanlığı ile Eskişehir’deki İHA Simülatör ve Eğitim Merkezi, personel yetiştirme konusunda kritik rol oynuyor.

Hava İstihbaratı ve Elektronik Harp Kabiliyetleri Akıncı, Anka ve Aksungur gibi İHA’lar sadece taarruz değil, keşif-gözetleme ve gerçek zamanlı istihbarat sağlama açısından da büyük öneme sahip. TSK ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) uydu tabanlı gerçek zamanlı istihbarat yetenekleriyle de destekleniyor. Bunun yanında, TSK’nın elinde bulunan Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) uçakları, savaşta elektronik harp kabiliyetlerini güçlendiriyor. ASELSAN tarafından geliştirilen elektronik harp sistemleri entegre edilen Global 6000 tipi Hava SOJ uçakları, düşman hava sahasında güvenli koridor oluşturarak savaş uçaklarının etkin hareketini sağlıyor.

Savunma Sanayii ve TSK İşbirliği Türkiye’de savunma sanayii ile TSK arasındaki sıkı işbirliği, geliştirilen sistemlerin sahada etkinliğini artırıyor. Eskişehir’deki 401. Test Filo Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetleri personeli ile ASELSAN, ROKETSAN, TÜBİTAK-SAGE gibi savunma devlerinin mühendislerinin birlikte çalıştığı önemli bir merkez olarak öne çıkıyor. Burada yeni nesil mühimmatlar, görev bilgisayarları ve radar sistemleri titizlikle test edilerek envantere hazır hale getiriliyor.

Türkiye, hava savunma ve taarruz yeteneklerinde teknolojik üstünlüğü elinde tutmayı hedefleyerek bölgesel ve küresel güç dengelerinde etkin bir rol oynamaya devam ediyor. Geliştirilen yüksek teknoloji sistemlerle hem bugünün hem de yarının savaş alanlarında güçlü ve caydırıcı bir hava gücü olma yolunda kararlılıkla ilerliyor.