Fransa ile İsrail arasındaki ilişkiler, 20. yüzyılın ortalarından itibaren iniş çıkışlarla şekillendi. 1948’de İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte, Fransa resmi diplomatik ilişkilerini kuran ilk ülkeler arasında yer aldı. 1950’li ve 1960’lı yıllarda Fransa, özellikle askeri ve teknolojik alanda İsrail’e önemli destekler sağladı. Ancak 1967 Arap-İsrail Savaşı sonrası, Fransa’nın Orta Doğu politikası değişim gösterdi ve bölgedeki Arap ülkeleriyle ilişkileri öncelik kazandı.
Son yıllarda ise Fransa, İsrail ile olan stratejik ve ekonomik iş birliğini sürdürürken, Filistin meselesinde dengeli bir politika izlemeye çalıştı. Paris, hem İsrail’in güvenlik haklarını tanırken hem de Filistin halkının haklarının korunması gerektiğini vurguladı.
GÜNDEME GELEN İŞGAL PLANI VE FRANSA’NIN TEPKİSİ
İsrail yönetiminin Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol altına alma hedefi, bölgedeki çatışmaları yeni bir boyuta taşıma riski oluşturuyor. Fransa, bu adımın bölgede insan hakları ihlallerine ve sivillerin zarar görmesine yol açabileceği uyarısında bulundu.
Paris yönetimi, uluslararası toplumun barış ve istikrar için ortak hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi ve İsrail’i uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırdı.
Fransa’nın bu tavrı, uzun süredir Orta Doğu’da hem diplomatik hem de ekonomik açıdan aktif rol oynamaya devam eden ülkenin, bölgedeki barış sürecine olan duyarlılığını ortaya koyuyor.