Orta Asya’nın bozkırlarında 6. yüzyılın ortalarında yükselen Göktürkler, Türk adını resmî devlet ismi olarak kullanan ilk siyasi yapı olarak tarihe geçti. 552 yılında Bumin Kağan önderliğinde kurulan Göktürk Kağanlığı, kısa sürede Asya’nın en geniş topraklarına hükmeden güçlü bir imparatorluk haline geldi.
Çin'e Karşı Türk Birliği
Göktürkler, daha önce Çin egemenliği altında bulunan Aşina boyuna mensup bir topluluktu. Bumin Kağan, Çin’in kuzeyindeki güçlü Wei Hanedanı’na karşı bağımsızlık mücadelesi başlatmış ve bu süreçte birçok Türk boyunu bir araya getirerek kağanlığını ilan etmiştir. Böylece Türk tarihinin ilk bağımsız merkezi devleti ortaya çıkmıştır.
Doğu ve Batı Göktürkleri
Kağanlık, Bumin Kağan’ın ölümünden sonra kardeşi Kimin Kağan ve oğlu Mukan Kağan dönemlerinde zirveye ulaştı. Ancak zamanla iç çekişmeler ve boylar arası anlaşmazlıklar nedeniyle 581 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ayrılık, kağanlığın askeri ve siyasi gücünü zayıflattı.
Çin Etkisi ve Yeniden Kuruluş
Yedinci yüzyılın başlarında Çin’in Tang Hanedanı, Göktürkler üzerindeki hâkimiyetini artırdı ve bir süre sonra kağanlık, Çin’in vesayeti altına girdi. Ancak 682 yılında Kutluk Kağan önderliğinde Göktürkler yeniden bağımsızlık kazandı ve “İkinci Göktürk Devleti” kuruldu. Bu dönemde Bilge Kağan, Tonyukuk ve Kültigin gibi önemli isimler ön plana çıktı.
Yazılı Belgeler ve Kültürel Miras
Göktürkler, aynı zamanda Türk tarihinin ilk yazılı belgeleri olan Orhun Yazıtları’nı da miras bırakmıştır. Bu yazıtlar, hem devlet yönetimi hem de Türk milletinin dünya görüşü açısından önemli bilgiler içermektedir. Göktürk alfabesi ile yazılan bu metinler, Türk dili ve tarihi açısından büyük bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Sonuç
745 yılına gelindiğinde Göktürk Kağanlığı, Uygurlar tarafından yıkıldı. Ancak bıraktıkları siyasi ve kültürel miras, sonraki Türk devletlerinin temelini oluşturdu. Göktürkler, hem bağımsızlık anlayışı hem de Türk kimliğini tarih sahnesine taşıyan ilk büyük adım olarak tarih kitaplarındaki yerini korumaktadır.