Kat mülkiyeti rejimiyle yönetilen apartman ve sitelerde sıkça karşılaşılan bir sorun da komşulardan kaynaklı gürültü şikayetleridir. Bu gibi durumlar, yalnızca “ahlaki” değil aynı zamanda hukuki bir sorumluluk doğurur. Özellikle kiracıların sürekli ve rahatsız edici düzeyde gürültü yapması durumunda, tahliyeye kadar giden bir süreç söz konusu olabilir.
Uygulamada Ne Yapılabilir?
•İlk Aşama: Yazılı İhtar / Uyarı
Kiraya veren, TBK m.316 kapsamında kiracıya noter kanalıyla yazılı ihtar göndermeli ve davranışlarını düzeltmesi için makul bir süre tanımalıdır.
•İkinci Aşama: Sözleşmenin Feshi ve Tahliye Davası
Verilen sürede kiracı davranışlarını düzeltmezse, kiraya veren haklı nedenle fesih yoluna gidebilir ve tahliye davası açabilir.
•Apartman Yönetimi Bakımından: Müdahalenin Men’i ve Tahliye Davası
KMK m.25 uyarınca, komşuluk ilişkilerine aykırı hareket eden kiracının tahliyesi için apartman yönetimi tarafından sulh hukuk mahkemesinde dava açılabilir.
Ceza Hukuku Boyutu
Gürültü seviyesinin belirli bir desibelin üzerine çıkması veya gece 22:00 – sabah 07:00 saatleri arasında meydana gelmesi durumunda, Kabahatler Kanunu m.36 kapsamında idari para cezası uygulanabilir.
Ayrıca, sürekli taciz niteliğinde gürültü yapılması hâlinde TCK m.123 uyarınca “kişilerin huzur ve sükûnunu bozma” suçundan şikâyet hakkı doğabilir.
Gürültü basit bir rahatsızlık değil, hukuki yaptırımları olan bir ihlaldir. Kiracı ya da kat maliki fark etmeksizin, komşuların huzurunu bozan davranışlar hukukun müdahale alanına girer. Uyarı, ihtar ve sonrasında tahliye süreci işletilerek, sessizliğin hukuki teminatı sağlanabilir.