Haberin Burada’nın haberine göre, Hatice Boynukalın Şenkardeşler, 4 Ekim 2025 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Atama kararının Resmi Gazete’de yer almasının ardından, Şenkardeşler’in hayatı ve geçmişine dair detaylar araştırma konusu haline geldi.
Şenkardeşler, 1998 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Ancak mesleki yönelimini ilahiyat ve fıkıh alanında devam ettirdi. 2010 yılında “Serahsi’nin Aile Hukuku Hükümlerinin Gayelerine İlişkin Analizleri” başlıklı teziyle yüksek lisansını, 2017 yılında ise “Şehabeddin Karafi’nin Fıkıhtaki Yeri” başlıklı çalışmasıyla doktorasını tamamladı.
Hatice Boynukalın Şenkardeşler nerelerde görev yaptı, hangi alanlarda çalıştı?
2004-2010 yılları arasında Anlayış Dergisi’nde Orta Doğu ve siyaset üzerine yazılar kaleme aldı. Ayrıca bu dönemde çeşitli tercüme faaliyetlerinde bulundu. 2018 yılından itibaren ise İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladı.
Mukayeseli fıkıh, kadın hakları, Maliki mezhebi, İslam hukuku gibi alanlarda akademik çalışmalar yürüttü. Ayrıca kadınların İslam dünyasındaki rolü ve dini liderlik konularında da yorumlarıyla dikkat çekti.
Hatice Boynukalın Şenkardeşler evli mi, eşi kim, çocuğu var mı?
Hatice Boynukalın Şenkardeşler’in özel hayatına dair bilgiler kamuoyuna açık kaynaklarda oldukça sınırlıdır. Ancak bilinen bazı bilgiler şunlardır:
Evli olduğu bilinmektedir.
Eşiyle ilgili kamuoyuna açıklanmış detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Aile yaşamına dair detaylar kişisel mahremiyet kapsamında korunmaktadır.
Çocuk sahibi olup olmadığına dair resmi bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Medya ve kamuoyu ilgisine rağmen, Hatice Boynukalın Şenkardeşler’in özel yaşamına dair bilgi paylaşımını sınırlı tutmayı tercih ettiği görülmektedir.
Hatice Boynukalın Şenkardeşler’in Diyanet ataması ne anlama geliyor?
Şenkardeşler’in Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı’na atanması, kurumun son dönemde kadın akademisyenlere ve ilahiyatçılara daha fazla yer vermesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Özellikle kadınların din hizmetlerinde ve dini otoritelerde temsiliyetinin artırılması yönünde atılmış önemli bir adım olarak görülüyor. Aynı zamanda, fıkıh alanında uzmanlaşmış bir ismin üst düzey göreve getirilmesi, Diyanet’in iç yapılanmasında da bilimsel ve akademik hassasiyetlerin ön planda tutulduğunu gösteriyor.