Gündem

Her yıl toprak kaybı artıyor! Türkiye çölleşiyor mu?

Türkiye’de toprak kaybı her geçen yıl artıyor. Tarım alanlarının neredeyse yüzde 40’ı erozyondan etkileniyor, çölleşme riski büyüyor.

Türkiye’de büyük bir toprak kaybı yaşanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın raporuna göre her yıl yaklaşık 642 milyon ton toprak erozyon nedeniyle yer değiştiriyor. Tarım alanlarının neredeyse yüzde 40’ı etkilenirken ormanlar, sulak alanlar ve doğal ekosistemler de giderek daha fazla zarar görüyor.

ÇÖLLEŞME TEHLİKESİ KAPIDA

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni rapor, Türkiye’nin giderek artan çölleşme ve erozyon riskine dikkat çekti. Rapora göre her yıl yaklaşık 642 milyon ton toprak, su ve rüzgâr erozyonu nedeniyle yer değiştiriyor. Bu kayıpların büyük bölümü tarım alanlarında yaşanıyor ve ülke ekonomisini doğrudan etkiliyor.

Bakanlık yetkilileri Türkiye’nin coğrafi yapısı, iklim koşulları ve toprak özellikleri sebebiyle çölleşmeye karşı hassas olduğunu vurguluyor. Toprak kayıplarının yalnızca tarım alanlarıyla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda ormanlar, sulak alanlar, bozkırlar ve maki/fundalık gibi doğal ekosistemlerde de verimlilik düşüşüne yol açtığı belirtiliyor.

TOPRAK KAYBI TARIM ALANLARINI TEHDİT EDİYOR

Rapora göre, toprak kayıplarının yüzde 38,7’si tarım arazilerinde meydana geliyor. Erozyonun etkisi ülke yüzölçümüne göre dağıldığında ise:

Yüzde 60,28 çok hafif

Yüzde 19,13 hafif

Yüzde 7,93 orta

Yüzde 5,97 şiddetli

Yüzde 6,7 çok şiddetli

Toprak kayıplarında etkili olan başlıca faktörler ise şöyle sıralandı: Yağışlar yüzde 14,26, toprak yapısı yüzde 3,36, topoğrafya yüzde 47,55 ve bitki örtüsü yüzde 34,82.

İKLİM KRİZİNİN GÖRÜNÜR YÜZÜ

Bakanlık raporunda özellikle iklim değişikliği ve çölleşmenin, doğal kaynaklara bağımlı kırsal nüfus üzerinde ciddi etkiler yarattığı ifade ediliyor. Bu durum, özellikle kadınlar ve gençler gibi hassas grupların geçim kaynaklarını ve yaşam standartlarını doğrudan etkiliyor.

Türkiye’nin kurak ve yarı kurak bölgelerinde doğal kaynakların korunması, karbon yutak alanı olarak değerlendirilmesi ve arazi tahribatıyla mücadele için ilgili kurumlarla ortak çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalar hem ekosistemin sürdürülebilirliği hem de kırsal fakirliğin önlenmesi açısından kritik öneme sahip.

Raporda yalnızca tarım alanlarının değil orman ve sulak alanların da erozyon ve arazi tahribatından ciddi şekilde etkilendiği vurgulanıyor. Bu durum, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri açısından uzun vadeli riskler yaratıyor.