İran'ın başkenti Tahran'da ve ülkenin çeşitli kentlerinde 28 Aralık 2025 Pazar günü, ulusal para biriminin tek bir günde yüzde 7'den fazla değer kaybetmesi ve ABD dolarının serbest piyasada 1 milyon 450 bin riyal (145 bin tümen) seviyesini aşması üzerine geniş çaplı protestolar patlak verdi. Başkentteki Alaaddin Pasajı, Charsou Kompleksi ve Büyük Pazar gibi ticaret merkezlerinde esnaf kepenk kapatarak ticareti durdururken, ekonomik krizin etkisiyle başlayan grev dalgası petrol rafinerilerinden demiryollarına ve şeker fabrikalarına kadar ülkenin farklı sanayi kollarına yayıldı.
GÖSTERİCİLER "KORKMAYIN BİZ HEPİMİZ BİRİZ" SLOGANLARIYLA YÜRÜYÜŞ DÜZENLEDİ
Tahran'ın en işlek ticaret noktaları olan Jomhuri Caddesi, Alaaddin Pasajı ve Büyük Pazar'daki Ahangaran Geçidi'nde toplanan tüccarlar, dükkanlarını kapatarak toplu yürüyüşler gerçekleştirdi. Sosyal medyada dolaşıma giren görüntülerde, esnafın çevredekileri de kepenk kapatmaya çağırdığı görüldü. Gösteriler sırasında kalabalık gruplar şu sloganları attı:
"Kapatın, kapatın." "Korkmayın, korkmayın, biz hepimiz biriz." "Esnaf ölür ama zilleti kabul etmez." "Destek, destek."
MECLİSTE EKONOMİK KRİZ TARTIŞMASI: "HALKIN GAZABINDAN ALLAH'A SIĞINIRIM"
Para birimindeki sert düşüş ve artan enflasyon İran Meclisi'nde de gündemin ana maddesi oldu. Bir milletvekili, mevcut ekonomik durumu "tehlikeli bir cephe" olarak nitelendirerek şu ifadeyi kullandı:
"Halkın gazabından Allah'a sığınırım."
Dehloran temsilcisi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a hitaben yaptığı konuşmada şu soruyu yöneltti:
"Halkın ayak seslerinin ezici sesini duyabiliyor musunuz?"
Etkili milletvekillerinden Hossein-Ali Hajideligani, Petrol Bakanlığı'na bağlı kuruluşlar tarafından 6,7 milyar dolarlık petrol gelirinin ülkeye geri getirilmediğini açıkladı. Hajideligani şu uyarılarda bulundu:
"İlgili şirketlerin ve şahısların kimlikleri biliniyor. Sorun çözülmezse parlamento petrol bakanı hakkında azil sürecine gidebilir."
CUMHURBAŞKANI PEZEŞKİYAN BÜTÇE AÇIĞINI KABUL ETTİ
Meclisteki eleştirilere yanıt veren Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ciddi bir bütçe açığı olduğunu kabul etti. Pezeşkiyan, milletvekillerine seslenerek, hükümetin kamu sektörü maaşlarını ödemek için gereken fonları nasıl sağlaması gerektiği konusunda açıklama yapmalarını istedi. Planlama ve Bütçe Kurumu başkan yardımcısı ise hükümetin petrol gelirlerinin yılın ilk sekiz ayında tükendiğini belirterek şu bilgiyi verdi:
"Tahran, döviz ihtiyaçlarının ve temel mal ithalatının bir kısmını karşılamak için Ulusal Kalkınma Fonu'ndan yararlanmak zorunda kaldı."
PETROL VE ŞEKER İŞÇİLERİNDEN SERT TEPKİ: "İŞÇİ BİR İNSAN DEĞİL SARF MALZEMESİ OLARAK GÖRÜLÜYOR"
Kriz sadece çarşı esnafını değil, sanayi işçilerini de etkiledi. Kangan Petro-Rafinerisi'nde (Site 2) çalışan işçiler, aylardır ödenmeyen maaşları nedeniyle üretimi durdurdu ve fabrika girişini kapattı. Grevdeki işçiler şu açıklamayı yaptı:
"Bu, işçiyi bir insan olarak değil, bir sarf malzemesi olarak gören bir egemenliğin mantığıdır."
Şuş'taki Orta Doğu Şeker Şirketi'nde yedi gündür grevde olan işçiler ise ağır çalışma koşullarını ve yaşadıkları geçim sıkıntısını şu sözlerle dile getirdi:
"Açıkçası, bu fabrikadaki işçinin onuru kırılmıştır; sofralarımız boş ve en kötüsü de eşlerimize ve çocuklarımıza karşı mahçubuz."
EMEKLİLERDEN HÜKÜMETE VE MECLİSE TEPKİ: "AYNI MAKASIN İKİ AĞZISINIZ"
Tahran, Kirmanşah, Reşt ve Şuş gibi kentlerde sokağa çıkan emekliler ve devlet memurları da maaşlarının erimesini protesto etti. Tahran'daki Sosyal Güvenlik Kurumu önünde toplanan emekliler, hükümet ve parlamentoyu eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
"Hükümet ve parlamento aynı makasın iki ağzıdır; her ikisi de emeklilere karşı kesmektedir. Yıllarca çalışmak, sigorta ödemek ve hizmet etmek... Ve bugün paylarına düşen yoksulluk, aşağılanma ve boş vaatler."
Göstericiler ayrıca siyasi taleplerini de dile getirerek şu sloganları attı:
"İdamlara hayır, hayır, hayır!" "Haykırın, haykırın, tüm bu adaletsizliğe karşı!"
Şuş'ta şiddetli yağmura rağmen toplanan emekliler ise tepkilerini şöyle dile getirdi:
"Pezeşkiyan'ın vaatleri yalan ve aldatmacaydı."
MUHALEFETTEN "TEK YOL DİRENİŞ" AÇIKLAMASI
İran Ulusal Direniş Konseyi'nin seçilmiş başkanı Maryam Rajavi, tüccarların ve halkın protestolarını desteklediğini belirten bir açıklama yaptı. Rajavi'nin açıklamasının tam metni şöyledir:
"Para biriminin hızla değer kaybetmesi, yükselen enflasyon, benzeri görülmemiş durgunluk ve sistematik hükümet ayrımcılığı ile yolsuzluğu, İran halkının ezici çoğunluğunu çileden çıkarmıştır. Tek yol protesto ve direniştir."
Rejimin eski başkan yardımcılarından Hossein Marashi ise devlet gazetesi Sazandegi'ye verdiği demeçte ekonomik tablonun vahametini şu sözlerle ortaya koydu:
"Son 20 yıldır İran ekonomisi nükleer meselenin rehinesi durumunda... 1403 [Mart 2025] sonunda %37 olan enflasyon oranı şu anda %53'ün üzerine çıkmıştır ve yıl sonuna kadar kesinlikle %55'i aşacaktır... Gıda tedariki krizi, aç insanları sokağa dökme potansiyeline sahiptir... Ülke benzeri görülmemiş bir krizle karşı karşıya."
Haber Online internet sitesinde yer alan ve devlet ekonomistlerine dayandırılan 26 Aralık tarihli analizde ise şu tespitlere yer verildi:
"İslam Cumhuriyeti sisteminin meşruiyeti tarihi dip noktasına ulaşmıştır... Yolsuzluk, benzin dağıtımından değer dağıtımına, ihracattan ithalata kadar aygıtın her yerine sızmıştır. Hiçbir alanda güvenilir, gerçek istatistik yoktur... İran milleti şu anda soyulmaktadır. İran bankacılık ağının toplam varlıklarının yüzde 40'ı hayalidir, yani mevcut değildir."