İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç’in Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik nefreti kışkırttıkları gerekçesiyle İsrail’in aşırı sağcı bakanlarına yaptırım uygulama kararına Tel Aviv yönetiminden sert tepkiler geldi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sosyal medya platformu X üzerinden yaptıkları açıklamalarda kararın haksız ve siyasi olduğunu savundu.
Maliye Bakanı Smotrich, Batı Şeria’nın güneyindeki el-Halil bölgesinde Filistin toprakları üzerine kurulan “Mitzpe Ziv” adlı yeni Yahudi yerleşim biriminin açılışına katıldığını belirterek, bu sırada İngiltere’nin kendisine yaptırım uygulama kararı aldığını duyduğunu ifade etti. Smotrich, söz konusu kararın zamanlamasını “mükemmel” olarak nitelendirerek, işgal altındaki Filistin topraklarının İsrail’e ait olduğunu iddia etti. Yahudilerin bu topraklara yerleşmesini engellemeye yönelik her türlü girişime karşı olduklarını vurguladı.
Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ise Avrupa ülkelerini antisemitizmle suçlayarak, Batılı liderlerin Yahudi halkını hâlâ dışladığını ileri sürdü. Ben-Gvir, açıklamasında “Firavun’u aştık, İngiltere Başbakanı Keir Starmer Duvarı’nı da aşacağız” ifadelerini kullandı.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da yaptırım kararını eleştiren isimler arasında yer aldı. X hesabından açıklama yapan Saar, İngiliz Mandası’nın 1948’de sona erdiğini hatırlatarak, “Bir daha asla geri dönmeyecek” dedi. Kararın Hamas’ın tutumunu sertleştireceğini ve barış müzakerelerine zarar vereceğini öne süren Saar, alınan kararı “çirkin ve kabul edilemez” olarak nitelendirdi. İsrail’in bu duruma nasıl yanıt vereceğini değerlendirmek üzere özel bir kabine toplantısı düzenleyeceğini duyurdu.
İki Bakana Neden Yaptırım Uygulandı?
İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç tarafından alınan yaptırım kararı çerçevesinde Smotrich ve Ben-Gvir’in mal varlıkları dondurulurken, iki bakana seyahat yasağı ve şirket yöneticiliği gibi çeşitli kısıtlamalar getirildi. İki bakan, İsrail’in soykırım politikalarını doğrudan destekliyor. Bu adım, uluslararası toplumun İsrail-Filistin gerilimindeki sertleşen tutuma yönelik artan rahatsızlığının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.