Gündem

Mehmed Fetihler Sultanı Mimarbaşı Hristo’nun elini kesti mi, mahkeme olayı yaşandı mı, gerçek mi hikaye mi?

TRT 1 ekranlarında yayınlanan Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinin son bölümlerinde izleyicileri derinden etkileyen ve sosyal medyada büyük yankı uyandıran bir sahne yer aldı. Diziye damgasını vuran bu sahnede, Fatih Sultan Mehmed’in mimarbaşı Hristo’nun elini kestirdiği ve ardından kadı Hızır Çelebi huzurunda mahkeme önüne çıktığı gösterildi. Bu dikkat çekici olayın ardından pek çok kişi internette şu sorulara yanıt aramaya başladı: Fatih mimarın elini gerçekten kestirdi mi? Mehmed Fetihler Sultanı dizisinde yer alan mahkeme sahnesi tarihi gerçeklere dayanıyor mu?

TRT 1 ekranlarında yayınlanan Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinin son bölümlerinde izleyicileri derinden etkileyen ve sosyal medyada büyük yankı uyandıran bir sahne yer aldı. Diziye damgasını vuran bu sahnede, Fatih Sultan Mehmed’in mimarbaşı Hristo’nun elini kestirdiği ve ardından kadı Hızır Çelebi huzurunda mahkeme önüne çıktığı gösterildi. Bu dikkat çekici olayın ardından pek çok kişi internette şu sorulara yanıt aramaya başladı: Fatih mimarın elini gerçekten kestirdi mi? Mehmed Fetihler Sultanı dizisinde yer alan mahkeme sahnesi tarihi gerçeklere dayanıyor mu?

Bu kapsamlı içerikte, dizide anlatılan olayın tarihsel gerçekliği, kaynaklarda yer alıp almadığı, Osmanlı hukuk sistemindeki yeri ve rivayetlerin dayandığı temelleri detaylı olarak inceliyoruz.

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde ne oldu?

Dizide anlatılan olay örgüsüne göre, Fatih Sultan Mehmed’in yaptırmakta olduğu bir yapının inşasında görev alan mimarbaşı Hristo, iki sütunu sultanın istediğinden daha kısa yaptığı için cezalandırılır. Fatih, bu hatanın bedeli olarak Hristo’nun elinin kesilmesini emreder. Bunun üzerine mimarbaşı, durumu İstanbul kadısı olan Hızır Çelebi’ye taşır ve bizzat padişahı şikayet eder. Mahkeme kurulur ve kısas kuralı gereği Fatih Sultan Mehmed’in de elinin kesilmesine karar verilir.

Mahkeme kararı karşısında Fatih’in tavrı da dikkat çeker. Kararın uygulanmasına razı olan padişah, “Madem adaletin hükmü budur, işte elim” diyerek elini mahkeme kürsüsüne uzatır. Tam infaz gerçekleşecekken, mimarbaşı affeder ve infaz durdurulur. Bu sahne, izleyiciye Osmanlı’daki hukuk sisteminin tarafsızlığını ve şeriatın padişah dahil herkese eşit uygulandığını anlatmayı hedeflemektedir.

Bu olay tarihsel olarak gerçekten yaşandı mı?

Hayır, bu olayın tarihi gerçekliği kesin olarak kanıtlanmamıştır. Bahsi geçen olay, yalnızca Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme adlı eserinde yer almaktadır. Bu bilgi dışında, Osmanlı arşivlerinde veya dönemin güvenilir tarih kaynaklarında benzer bir olaya dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu olay, daha çok bir rivayet veya ahlaki bir ders içeren anlatı olarak kabul edilmektedir.

Evliya Çelebi’nin rivayeti nedir?

  1. yüzyılda yaşamış olan seyyah ve yazar Evliya Çelebi, tarih anlatımından çok gözlem ve hikâyeleme tarzıyla ön plana çıkan bir figürdür. Seyahatnâme adlı eserinde Fatih Camii'nin inşası sırasında yaşanan bu olayı detaylarıyla anlatır. Çelebi’ye göre mimar, caminin iki sütununu sultanın talimatına aykırı şekilde kısa yapınca Fatih kızar ve elinin kesilmesini emreder. Mimar da padişahı şikayet eder. Kadı, kısasa kısas hükmünü verir ve Fatih'in elinin kesilmesine hükmeder. Sultan hükme boyun eğer ama mimar son anda affeder.

Bu anlatının amacı, Osmanlı’da adaletin üstünlüğü, kadıların bağımsızlığı ve şeriatın padişah dahil herkese eşit şekilde uygulandığı fikrini vurgulamaktır. Ancak bu hikâyenin sembolik bir öğe olarak yorumlanması gerekmektedir.

Osmanlı’da padişahlar yargılanabilir miydi?

Osmanlı hukuk sisteminde, padişahlar teoride şeriat hükümlerine tabidir. Ancak pratikte, bir padişahın halktan biri tarafından şikayet edilmesi ve mahkemeye çıkarılması çok nadir hatta imkânsız bir durumdur. Bununla birlikte, halk arasında padişahın adaleti kendi nefsine uyguladığına dair anlatılar sıklıkla kullanılmıştır. Bu tür hikâyeler, yöneticiye duyulan güveni artırmak ve adalet duygusunu pekiştirmek amacıyla dolaşıma girmiştir.

Mahkeme sahnesi neyi sembolize ediyor?

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde yer alan mahkeme sahnesi, tarihsel gerçeklikten çok, ahlaki ve kültürel bir mesaj vermek amacı taşır. Sahnede, “Padişah bile hata yaptığında hesap verir” teması işlenmektedir. Bu, halkta adalet duygusunu pekiştiren ve yöneticilerin ilahi hukuka tabi olduğunu anlatan klasik Osmanlı anlatılarından biridir. Dizinin bu sahnesi, seyircinin zihninde Osmanlı’da adaletin ne denli kutsal sayıldığını vurgulamak için kurgulanmıştır.

Fatih Sultan Mehmed’in hukuk anlayışı nasıldı?

Tarihsel belgelerden bilinen kadarıyla Fatih Sultan Mehmed, hukuk sistemine büyük önem veren bir padişahtır. Kanunname-i Ali Osman adını verdiği kanunlar, Osmanlı hukuk sisteminin ilk yazılı düzenlemeleri arasında yer alır. Fatih, kadıların görevlerini bağımsız şekilde yürütmesine imkân tanımış ve halkla devlet arasında adalet dengesini sağlamaya çalışmıştır.

Ancak, hiçbir kaynakta Fatih’in birebir bir kadı huzuruna çıkıp yargılandığına dair bilgi yer almaz. Bu durum, dizideki mahkeme sahnesinin daha çok dramatik kurgu olduğunu gösterir.

Mimarbaşı Hristo tarihi bir karakter mi?

Mimarbaşı Hristo karakteri, dizide önemli bir dramatik unsur olarak öne çıkarılmıştır. Ancak Hristo ismine dair elimizde net bir tarihsel bilgi bulunmamaktadır. Fatih Sultan Mehmed döneminde birçok mimar ve mühendis görev yapmış, ancak bu isimle anılan bir mimar arşivlerde yer almamaktadır. Hristo’nun ismi ve karakteri, muhtemelen dramatik etkiyi artırmak amacıyla diziye eklenmiş kurmaca bir figürdür.

Osmanlı’da kısas hukuku nasıl işlerdi?

Kısas, İslam hukukunda suçun aynısıyla cezalandırılması anlamına gelir. "Göze göz, dişe diş" prensibiyle işler. Osmanlı’da kısas uygulanırken, mağdur tarafın affetme hakkı da bulunurdu. Özellikle el kesme gibi cezalar, çoğunlukla şahsi talepler doğrultusunda ertelenebilir veya diyete çevrilebilirdi. Fatih döneminde de bu kurallar geçerliydi. Ancak kısasın padişaha uygulanması, tamamen teorik bir yaklaşımdır ve tarihsel olarak örneği görülmemiştir.

Evliya Çelebi'nin güvenilirliği ne düzeydedir?

Evliya Çelebi, Osmanlı tarihinde renkli anlatımları ve detaylı gözlemleriyle tanınsa da, tarihsel doğruluk açısından mutlak kaynak olarak kabul edilmez. Anlatılarında abartı, halk efsaneleri ve kişisel yorumlar sıkça yer alır. Bu nedenle Hristo’nun elinin kesilmesi ve mahkeme sahnesi gibi öyküler, tarihsel gerçek değil edebi ve didaktik birer hikâye olarak değerlendirilmelidir.

Dizi sahnesi izleyiciye ne anlatmak istiyor?

Dizideki sahne, izleyicilere adalet, şeriatın üstünlüğü ve yöneticilerin hesap verebilirliği gibi kavramları aşılamayı amaçlamaktadır. Fatih Sultan Mehmed’in büyüklüğü, yalnızca fetihlerle değil, adalete verdiği değerle de gösterilmektedir. Bu anlatı, modern seyircide adalet duygusunu harekete geçirme amacı taşır.

Bu tür sahneler tarihsel gerçekliği bozar mı?

Tarih temalı diziler, genellikle dramatik etkiyi artırmak ve mesaj vermek amacıyla kurgu unsurları kullanır. Bu tür sahneler, tarihsel bilgiyi öğrenmek için değil, izleyiciye duygusal ve ahlaki bir anlatı sunmak için tercih edilir. Önemli olan, bu sahnelerin izleyici tarafından kurgu olduğu bilinciyle izlenmesidir.