Mehmet Uçum, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde terörün sona erdirilmesi hedefiyle kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun, geniş katılımla Türk halkına umut verdiğini belirttiği yazısında komisyonun çoğunlukla partileri kapsaması, sürecin önemini artırdığını vurguladı.
Komisyonun devletin genel işleyişi ve stratejik meseleleri esas alarak çalışmalarını sürdürmesi gerektiğine dikkat çeken Uçum, aktüel siyaset çekişmelerinin ön planda olmaması gerektiğini söyledi. Partiler arası iş birliği ve güç birliğinin öncelikli olması gerektiğini belirtti.
Uçum, komisyondaki temsilcilerin halkın genel ve ortak taleplerini yansıtan “fikri sözcü” olarak hareket etmesinin verimliliği artıracağını ifade etti. Komisyonda bu tarz yaklaşımların artmasının daha etkili sonuçlar doğuracağını belirten Uçum, fikri propaganda ve sabotajın da önüne geçilmesi gerektiğini savundu.
FİKRİ PROVOKASYON VURGUSU
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda Türk, Türkçe, Türkiye Cumhuriyeti gibi kavramların tartışılıyor gibi gösterilmesini tepkiyle yorumlayan Uçum, “Türk yerine Türkiyeli denmek isteniyor” şeklindeki iddiaların ise fikir sabotajı olduğunu vurguladı.
ELEŞTİRİLER EMPERYALİST PLANIN PARÇASI
Komisyona yönelik eleştirileri bölgedeki etnik çatışmanın fitilini yeniden ateşlemek isteyen emparyal güçlerin ekmeğine yağ süren bu tarz açıklamaların sabotaj olduğunu söyleyen Uçum, komisyon manifestosunun milli birliği güçlendirmeye yönelik olduğu ifade edildi.
LOZAN TARTIŞMALARI GÜNDEMDE DEĞİL
Uçum, gündemde olmayan Lozan tartışmalarının yapay olarak gündeme getirilmesini oportünizm olarak tanımladı. Yapıcı eleştirilerin sürece katkı sağlayacağını ancak provokasyon ve sabotaj girişimlerinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.
KOMİSYONUN TARİHİ GÖREVİNİ BAŞARIYLA TAMAMLAMASI BEKLENİYOR
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Türkiye’nin yükseliş sürecinde önemli bir rol oynayacağına vurgu yapan Uçum, tüm provokasyonlara rağmen komisyonun başarılı olacağına inandığını ifade etti.