Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partisinin haftalık grup toplantısında gündeme dair kapsamlı açıklamalarda bulundu. Parti çalışmaları, eğitim camiasının sorunları ve terörle mücadele sürecine ilişkin değerlendirmeler yapan Bahçeli, Türkiye'nin tarihi bir eşikte olduğunu vurguladı. Konuşmasının en dikkat çekici bölümünde kendisine ve partisine yönelik eleştirilere sert bir dille yanıt veren MHP Lideri, terörün bitmesi karşılığında her türlü bedeli ödemeye hazır olduklarını ifade etti. Bahçeli ayrıca Adalet Bakanlığı bünyesindeki komisyonun İmralı ziyaretiyle ilgili aldığı kararı değerlendirirken, atama bekleyen öğretmenler için de hükümete somut çağrılarda bulundu.
TERÖRÜN BİTMESİ İÇİN HER TÜRLÜ BEDELİ ÖDEMEYE HAZIRIZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında "Terörsüz Türkiye" hedefine karşı duran odakları ve şahsına yönelik "yargılama" tehditlerini gündemine aldı. Türkiye'nin ve Türk milletinin huzuru için atılan adımların arkasında durduklarını belirten Bahçeli, bu uğurda karşılaşabilecekleri şahsi akıbetin önemsiz olduğunu dile getirdi. Konuyla ilgili net bir duruş sergileyen Bahçeli, "Neymiş bizi yargılayacaklarmış, bizden hesap soracaklarmış. Şu yaşımda mertçe ve dürüstçe haykırıyorum: Yeter ki Türkiye ve Türk milleti; barış, huzur ve sükunet bulsun, yeter ki terör hayatımızdan kalıcı olarak sökülüp atılsın, bizim sonumuz da varsın darağacı olsun" ifadelerini kullandı. Bahçeli, terörün bitirilmesi sürecinde partisinin üstlendiği riskin farkında olduklarını ve bu yoldan dönmeyeceklerini beyan etti.
İMRALI ADASINA YAPILACAK ZİYARET TARİHİ BİR ADIMDIR
Grup toplantısında çözüm süreci tartışmaları ve İmralı ile ilgili gelişmelere değinen Bahçeli, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu'nun aldığı kararı değerlendirdi. Bahçeli, komisyonun geçtiğimiz Cuma günü İmralı'ya gitmek üzere nitelikli çoğunlukla bir karar aldığını hatırlattı. Alınan bu karar doğrultusunda Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti ve DEM Parti'den birer milletvekilinin adaya gideceğini belirten Bahçeli, bu durumun tarihi bir gelişme olduğunu ve sürecin ciddiyetini gösterdiğini söyledi. En ciddi muhatabın İmralı olduğunun altını çizen Bahçeli, CHP'nin İmralı'ya gitmeme kararının süreci etkilemeyeceğini ve kendilerinin seyirci kalmayacağını ifade etti.
MÜLAKATTA ELENEN ÖĞRETMEN ADAYLARININ HAKKI İADE EDİLMELİDİR
MHP Lideri Bahçeli, konuşmasının önemli bir bölümünü 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle eğitim camiasının sorunlarına ayırdı. Mutsuz ve huzursuz bir öğretmenin, kaygılı nesillerin hazırlayıcısı olacağı uyarısında bulunan Bahçeli, temel dileğinin atanamayan tek bir öğretmenin dahi kalmaması olduğunu vurguladı. Mülakat sistemine dair eleştiri ve taleplerini sıralayan Bahçeli, KPSS sorularına göre ilk 20 bine giren, atanmaya hak kazanan ancak mülakatlarda elenen bin 611 öğretmen adayının haklarının iade edilmesini talep etti. Bahçeli ayrıca, 2024 KPSS'de dereceye girmesine rağmen kontenjan yetersizliği nedeniyle atanamayan öğretmen adayları için ek kontenjan tanınması gerektiğini belirtti. 2025 Akademi Giriş Sınavı sonuçlarına göre sadece 10 bin kadro ihdas edilmesinin mağduriyetlere yol açacağını söyleyen Bahçeli, bu sayının artırılmasını ve 14 aylık akademi eğitim süresinin makul sınırlara çekilmesini istedi.
BALKANLARDA YAŞANAN ACILAR BUGÜNE IŞIK TUTMALIDIR
Konuşmasının son bölümünde tarihsel bir perspektif çizen Devlet Bahçeli, iç cephenin sağlam tutulması gerekliliğini Balkan Savaşları örneği üzerinden anlattı. Geçmişte yaşanan acı olayların bugünle benzerlik gösterip göstermediğinin sorgulanmasını isteyen Bahçeli, ordu içindeki siyasi bölünmelerin ve "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" anlayışının felaketle sonuçlandığını hatırlattı. Balkanların kaybedilmesinin yegane nedeninin iç çatışmalar ve kopuşlar olduğunu söyleyen Bahçeli, Çanakkale'den Milli Mücadele'ye kadar kazanılan tüm zaferlerin milli birlik ve kardeşlik iradesiyle gerçekleştiğini ifade etti. Bahçeli, Türkiye'nin kendi içine kapanarak veya küresel gelişmeleri yedek kulübesinden izleyerek yeni yüzyıla istikamet çizemeyeceğini, birliğin korunması gerektiğini dile getirdi.




