“Küresel Belirsizlik Çağında ABD Gümrük Tarifeleri: Türkiye için Stratejik Fırsatlar ve Riskler” başlıklı raporda, ABD’nin son dönemde giderek sertleşen korumacı ticaret politikalarının küresel ekonomide istikrarsızlığa yol açtığı, ancak Türkiye’nin bu süreçte pozitif ayrıştığı vurgulandı.
Rapor, Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesiyle Washington’un gümrük tarifelerini daha agresif biçimde uygulamaya başladığını gündeme getirdi. Özellikle Çin başta olmak üzere pek çok ülke ağır tarifelerle karşı karşıya kalırken, Türkiye’nin yüzde 15’lik avantajlı oranda konumlandığı ve bu durumun Ankara için stratejik bir kapı araladığına, adeta bir fırsat olduğuna dikkat çekildi.
Özellikle savunma sanayii, otomotiv, kimya ve tekstil sektörlerinin bu süreçten kazançlı çıkabileceği belirtilen raporda, Türkiye’nin stratejik lokasyonu, nitelikli iş gücü ve lojistik avantajları öne çıkarıldı. ABD ile ticarette ek mali yükümlülüklerin kaldırılmasının doğrudan olumlu etki yaratacağı, ihracatta büyüme fırsatlarını hızlandırabileceği kaydedildi.
MİA’nın değerlendirmesinde, genç ve dinamik nüfusun üretim kapasitesini artırma potansiyeli, AR-GE yatırımlarının hızlandırılması, üniversite-sanayi iş birliklerinin geliştirilmesi ve ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi gibi unsurların altı çizildi. Rapora göre, yeşil ekonomi ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin kalkınma planının en öncelikli başlıkları arasında yer almalı.
Analizde ayrıca, savunma sanayii ve yarı iletken yatırımlarının “stratejik anahtar” rolü oynayacağına işaret edildi. Türkiye’nin uzun vadeli kazançlarını güvence altına alabilmesi için kapsamlı bir sanayi ve ihracat stratejisi geliştirmesi gerektiği vurgulandı.