Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde öldürüldükten 19 gün sonra dere yatağında cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin davada yeni bir gelişme yaşandı. Diyarbakır Barosu, cinayet davasında duruşmaya katılma haklarının olmadığına ve istinaf başvurularının reddine dair verilen karara itiraz etti. Baro, kararın hatalı olduğunu ve hukuki açıdan haklarının kabul edilmesi gerektiğini savunuyor.
Narin Güran Cinayeti ve Yargılama Süreci
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos 2024'te kaybolan ve 19 gün sonra dere yatağında çuval içinde, üzeri taşlarla kapatılmış halde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ölümüyle ilgili dava Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Cinayetle ilgili olarak amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
28 Aralık'ta görülen davanın ikinci duruşmasında, Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'a "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Nevzat Bahtiyar'a ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İstinaf Kararı ve Baro'nun İtirazı
Verilen bu cezalar, Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından oy çokluğuyla 20 Mayıs'ta onandı. Ancak istinaf incelemesinde, Diyarbakır Barosu Başkanlığı'nın davaya katılma hakkının olmadığına ve Baro'nun istinaf başvurusunun reddine karar verildi.
Diyarbakır Barosu, bu karara karşı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere, 1. Ceza Dairesi'ne itiraz dilekçesi sundu. İtiraz dilekçesinde, kararın hatalı olduğu ve kaldırılması gerektiği belirtildi. Dilekçede öne çıkan gerekçeler ise şunlar:
- Usul Aykırılığı: Diyarbakır Barosu'nun "katılan" sıfatıyla davaya kabulüne ilişkin kararın, istinaf incelemesinde herhangi bir ön sorun değerlendirmesi yapılmaksızın esasa ilişkin değerlendirme ile kaldırılmasının usule aykırı olduğu ifade edildi.
- CMK Hükümleri: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237 ve 238. maddeleri uyarınca katılma talebinin yargılamanın her aşamasında yapılabileceği ve mahkemece açık bir karar verilmesi gerektiği vurgulandı.
- Baro'nun Rolü ve Hakları: Dilekçede, Baro'nun, en temel hakkı olan yaşama hakkı ihlal edilen Narin'in faillerinin tespiti ve cezalandırılması için ortaya koyduğu hukuki mücadelenin ve aile bireylerinin şüpheli konumunda olması gözetildiğinde, "katılan" sıfatının kabulünün hukuken yerinde, gerekli ve hatta zorunlu olduğu belirtildi. İlk derece mahkemesinin katılma talebini kabul etmesinin isabetli olduğu, istinaf dairesinin aksi yöndeki kararının ise hukuka aykırı olduğu savunuldu.
- Yaşam Hakkı ve Kamusal Zorunluluk: Narin Güran cinayetinin özel ve özgün koşulları dikkate alındığında, birey ve birey gruplarının temel haklarını korumakla yükümlü olan Baro'nun, özellikle insan onuruna, yaşam hakkına ve beden dokunulmazlığına yönelmiş bir fiil karşısında davaya tüzel kişilik olarak katılmasının hukuken ve vicdanen bir zorunluluk olduğu vurgulandı.
Diyarbakır Barosu'nun bu itirazı, Narin Güran cinayetinin hukuki sürecinde yeni bir aşama başlatırken, sivil toplum kuruluşlarının bu tür davalardaki etkinliğinin sınırları konusunda da önemli bir tartışmayı beraberinde getirecek.