Gündem

Nesli tükenen hayvanlar geri getirilebilir mi? Ulukurt ve moa kuşu örneği

Nesli tükenen hayvanların DNA’sı, genetik mühendislik uygulamaları, hibrit tür üretimi ve etik tartışmalar ne anlama geliyor? ABD merkezli Colossal Biosciences, 12 bin yıl önce nesli tükenmiş olan Ulukurt (Aenocyon dirus) ve 500 yıl önce yok olan Moa kuşlarını genetik mühendislik ile yeniden hayata döndürme projeleriyle bilim dünyasında tartışma yarattı. Ancak biyolog Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu başta olmak üzere bazı uzmanlar, bu tür projelerin doğaya müdahale olduğunu, etik sorunlar ve ekosistem riski taşıdığını belirtiyor. Özellikle kaynakların bu projelere harcanmasının, tehlike altındaki hayvan türlerinin korunması için ayrılması gereken bütçeleri azaltabileceği uyarısında bulunuluyor.

Nesli tükenen türleri genetik mühendislikle geri getirmek, DNA dizilimi, hibrit canlı üretimi nasıl yapılıyor?

Çağan Şekercioğlu, DNA dizilimi ve gen düzenleme süreçlerine dikkat çekiyor. Eksik DNA bölgeleri, akraba türlerin genetik materyalleriyle tamamlanıyor. Örneğin, “Remus” isimli ulukurt görünümlü köpek, gri kurttan türetilerek oluşturulan bir hibrit tür. Ancak bu canlılar, tam anlamıyla orijinal türler değil. Sadece görsel olarak benzeyen, ekolojik olarak farklı bireyler.

Ulukurt ve Moa kuşlarının geri getirilmesi, ekosistem dengesi, habitat uyumu açısından ne kadar gerçekçi?

Geri getirilen türlerin doğaya adapte olması birçok bilimsel kriter gerektiriyor:

Genetik çeşitlilik Doğal davranış yetileri Uygun doğal yaşam alanlarının oluşturulması Yırtıcı-av dengesi Tohum yayılımı ve habitat düzenleme rolü Prof. Dr. Şekercioğlu, bu canlıların ekosisteme entegre olması durumunda bazı ekolojik faydalar sağlayabileceğini belirtiyor. Ancak uyum sürecinin zorluğu, bu projelerin başarısını sınırlayan ana faktörlerden biri.

Nesli tükenen türleri geri getirme projeleri, etik, kaynak yönetimi ve tehlike altındaki türler açısından nasıl değerlendirilmeli?

Bilim insanlarının önemli bir kısmı, bu projelere ayrılan milyarlarca dolarlık bütçenin, halen hayatta olan ve yok olma riski taşıyan türlerin korunmasına yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

Etik olarak ise şu sorular gündemde:

İnsan, doğayı bu kadar yönlendirme hakkına sahip mi?

Ekosisteme yeni bir tür eklemek, eski dengeyi daha da bozmaz mı?

Genetik olarak yeniden üretilen canlılar “o tür” müdür, yoksa sadece bir biyolojik replikasyon mu?

Çağan Şekercioğlu’nun önerdiği alternatif koruma yöntemleri neler?

Prof. Dr. Şekercioğlu, kaynakların genetik canlandırmaya değil, şu an tehlike altındaki türlerin korunmasına odaklanması gerektiğini savunuyor ve şu yöntemleri öneriyor: Genetik çeşitlilik artırıcı üreme programları Biyobankaların yaygınlaştırılması İstilacı türlerin kontrolü Av baskısının azaltılması İnsan-yaban hayatı çatışmalarının yönetimi Doğal habitatların korunması

Sıkça Sorulan Sorular

1. Nesli tükenen hayvanları geri getirmek mümkün mü?

Genetik mühendislik sayesinde, teorik olarak mümkün. Ancak bu canlılar genetik olarak tam bir kopya olmasa da hibrit bir formda yeniden üretilebiliyor.

2. Ulukurt yeniden mi doğdu?

Hayır. "Remus" adlı hayvan ulukurt değil, gri kurttan türetilmiş ulukurt benzeri bir hibrit canlı.

3. Moa kuşları geri mi dönüyor?

Yeni Zelanda'da soyu tükenmiş 9 moa türü üzerinde genetik çalışmalar sürüyor. Ancak henüz sahaya çıkmış bir canlı bulunmuyor.

4. Bu çalışmalar etik mi?

Bilim dünyasında etik tartışmalar sürüyor. Bazıları ekolojik dengeyi bozabileceğini, bazıları ise kültürel ve bilimsel değer taşıdığını savunuyor.

5. Neden bu kadar tepki var?

Bu projelere ayrılan kaynakların, tehlike altındaki canlı türlerinin korunmasına yönlendirilmesi gerektiği görüşü yaygın.