Kamuda aşçılık, binlerce kişiye yemek üretme sorumluluğu taşıyan ciddi bir meslek olmasına rağmen hâlâ “yardımcı hizmetler” sınıfında değerlendiriliyor. Eğitimli aşçıların en düşük memur maaşına sıkıştırılması, teknik hizmetler sınıfından dışlanması ve diplomalarının geçersiz sayılması kamu çalışanları arasında tartışma yaratmaya devam ediyor. 2015 yılında kurulan Kamu Aşçıları Derneği (KADER), bu sorunların çözülmesi ve mesleğin hak ettiği değeri görmesi için mücadele ediyor.
Biz de Kamu Aşçıları Derneği Başkanı Serkan Çetinöz ile konuştuk; hem mesleğin görünmeyen yükünü hem de yıllardır süren statü mücadelesini sorduk.

“ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ? SİZİ BU GÖREVE GETİREN MOTİVASYON NEYDİ?"
"Ben uzun yıllardır kamuda aşçı olarak görev yapan biriyim. Mesleğimi seviyorum. Ancak gördüm ki yıllardır yaptığım, eğitimini aldığım aşçılık, kamuda hâlâ bir meslek olarak kabul edilmiyor. Eğitimli insanlar, diplomaları olduğu halde “Yardımcı hizmetler” sınıfında da çalıştırılıyor. İşte bu haksızlık bana güç verdi ve meslektaşlarımızla birlikte KADER’i kurma motivasyonu doğdu."
"KAMU AŞÇILARI DERNEĞİ (KADER) NE ZAMAN KURULDU VE HANGİ İHTİYAÇTAN DOĞDU?"
"Kamu Aşçıları Derneği, 2015 yılında kuruldu. Hepimizin ortak derdi vardı. Alınan eğitim ve yapılan işin Yardımcı hizmetler sınıfına uyumsuzluğu, kadro sıkıntıları, itibar kaybı ve maddi manevi kayıplar. Birlik olmadan bu sorunları aşamayacağımızı gördük. Bu yüzden meslektaşlarımızın sesi olmak için bir çatı altında toplandık."

"KAMUDA AŞÇILIK NEDEN HALA MESLEK OLARAK KABUL EDİLMİYOR? BU KONUDAKİ YASAL ENGEL NEDİR?"
"Çünkü mevcut 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 1965 yılında yapılmış. 1984 yılından sonra aşçılar işçi değil memur kadrosuna alınmış. O günün şartlarında sanki teknik bilgi gerektirmeyen basit bir işmiş gibi değerlendiriliyor Yadımcı hizmetler sınıfı içinde aşçı kadrosu oluşturuluyor. Oysa on binlerce insana sağlıklı ve güvenli yemek üretmek ciddi bir eğitim ve sorumluluk gerektirir. Zaman içinde 657 sınıflandırması içinde olmasa da 3795 yayılı kanunun kapsamının genişlemesi ile bu sınıfta bulunan marangoz ve matbaacılarda Teknik hizmetler sınıfına geçişi sağlandı, hatta yeni açılan tıbbi sekreterlik bölümleri gibi bir çok bölüm mezunlarının bizim gibi tekniker unvanını alması dolayısı ile Teknik Hizmetler sınıfında alındılar. İlk atamaile teknik hizmetler sınıfı aşçı alınabiliyor, sınavla teknik hizmetlere geçilebiliyor ise bu konuda hiç bir yasal engel yoktur. Sadece bürokratik engeller vardır.

AŞÇILAR NEDEN ‘YARDIMCI HİZMETLER SINIFINDA ’ ÇALIŞTIRILIYOR? BU DURUMUN YARATTIĞI HAK KAYIPLARI NELERDİR?
"Yardımcı hizmetler sınıfında, temizlikten getir-götüre kadar birçok iş için kullanılan bir kadro. Aşçı bu kadroda çalışınca en düşük devlet memuru maaşı alıyor, teknik hizmet tazminatından, ek göstergeden, kariyer basamaklarından mahrum kalıyor. Yani hem ekonomik hem de mesleki kayıp yaşıyor. 26 yıl devlete hizmet etmiş biri olarak şua emekli olsm asgari ücretten daha az bir maaş alacağım dolayısı ile emekli olsam da iş hayatının içinde kalarak istihdamı büyümesini engelleyeceğim."
TEKNİK LİSE, ÖNLİSANS VE LİSANS MEZUNLARININ DİPLOMALARININ GEÇERSİZ SAYILMASI NASIL BİR ÇELİŞKİ YARATIYOR?
"Devlet aşçılık bölümlerine öğrenci alıyor, burs veriyor, mezun ediyor. Diploma sadece işe girerken bir araç oluyor ama bu diplomalar tıbbi sekreter, kütüphaneci vb gibi meslekler sayılırken, bizim fakülte önlisans ve teknik lise diplomalarımız kamuda teknik hizmetler sınıfın için geçerli sayılmıyor. Yani devlet bir yandan okutuyor, diğer yandan “senin diploman bizde geçmez” diyor. Bu büyük bir çelişki ve gençlerimizin geleceğini tehdit ediyor."




