Rusya'nın doğusunda 7,4 büyüklüğünde korkutan deprem!
Rusya'nın doğusunda 7,4 büyüklüğünde korkutan deprem!
İçeriği Görüntüle

Orta Doğu uzun bir aradan sonra İsrail ve Suriye arasında sağlanan ateşkes anlaşmasıyla sarsıldı. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, iki ülkenin ABD arabuluculuğu ve Türkiye, Ürdün ile diğer bölge ülkelerinin desteğiyle bir ateşkes üzerinde uzlaştığını duyurdu.

“Yeni ve birleşik bir Suriye” çağrısı: Silahlar bırakılacak mı?

Tom Barrack’ın yaptığı resmi açıklamada dikkat çeken mesajlardan biri ise doğrudan yerel gruplara yönelik oldu. Barrack, "Artık Dürziler, Bedeviler ve Sünniler ellerindeki silahları bırakmalı ve hep birlikte birleşik bir Suriye inşa etmenin yollarını aramalı" ifadelerini kullandı. Ateşkes kararının, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından karşılıklı olarak onaylandığı belirtildi.

Sosyal medya paylaşımı dikkat çekti

Barrack, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda da tüm Suriyelilere barış ve karşılıklı saygı çağrısında bulundu. Açıklamasında “Komşularla barış içinde yaşamak artık bir tercih değil, zorunluluk” mesajını verdi. Bu çıkış, uluslararası toplum tarafından olumlu karşılansa da, kalıcılık konusunda derin şüpheler hâlâ masada.

Katliam, göç ve insani kriz: Ateşkes geç mi geldi?

13 Temmuz’da başlayan ve hızla yayılan çatışmalar, sadece askeri hedefleri değil, sivil halkı da derinden etkiledi. İsrail'in Süveyda ve Şam’a yönelik düzenlediği hava saldırıları sonucu yüzlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bölgedeki elektrik, su ve temel gıda erişimi neredeyse tamamen durdu. Uzmanlara göre insani kriz halen derinleşerek devam ediyor.

Uzmanlar uyardı: Ateşkesin ömrü ne kadar olur?

Uluslararası güvenlik analistleri ve bölge uzmanları, sağlanan ateşkesin kısa vadede sükûnet sağlayabileceğini ancak silahlı yerel grupların kontrolsüzlüğü nedeniyle kalıcı barışın zorlu bir ihtimal olduğunu belirtiyor. Suriye ordusunun bölgeden çekilmiş olması, Süveyda’daki denetimin tamamen silahlı milislerin eline geçmesine yol açtı.

Ne olmuştu?

Süveyda’da Dürzi gruplarla Bedevi Arap aşiretleri arasında başlayan gerilim, 13 Temmuz’da açık çatışmaya dönüşmüştü. Kısa sürede Suriye güvenlik güçlerinin de hedef alındığı saldırılarda onlarca asker hayatını kaybetmiş, ardından kısa süreli bir ateşkes ilan edilmişti. Ancak 16 Temmuz’da İsrail’in başkent Şam’a yönelik hava saldırıları tansiyonu daha da yükseltti. Bu saldırılarda Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ve askeri karargâhlar hedef alınmıştı. Takip eden günlerde Dürzi milislerin Bedevi aileleri zorla göçe zorlamasıyla yeni bir çatışma dalgası başlamıştı.