DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel, Diyarbakır’da düzenlenen “Barış Gazeteciliği ve Gazeteciler Ne Diyor?” başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın sunduğu “demokratik entegrasyon ya da devlet” denklemine dikkat çekti. Temel, Kürt sorununun çözümünde mecliste kurulan komisyonun tek başına yeterli olmayacağını, anayasal düzenlemelerin ve uzun vadeli demokratikleşme sürecinin gerekliliğini dile getirdi.

ÖCALAN’IN ORTAYA KOYDUĞU DENKLEM

Tayyip Temel, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın önerisini aktararak Ortadoğu’da yaşayan 40 milyon Kürt’ün iki seçeneği bulunduğunu ifade etti. Buna göre Kürtler ya yaşadıkları ülkelerde eşit temsil ile demokratik entegrasyon sürecine dahil olacak ya da kendi devletlerini kuracak. Temel, bu modelin Şam yönetimi için de geçerli olduğunu söyledi.

KOMİSYONUN TEK BAŞINA YETERLİ OLMAYACAĞI BELİRTİLDİ

Temel, TBMM’de kurulan komisyonun Kürt sorununu tek başına çözemeyeceğini, bunun için anayasal düzenlemelerin ve uzun soluklu bir sürecin gerekli olduğunu vurguladı. Terör örgütü elebaşı Öcalan’ın daha önce “gidişatı şiddet ve savaş zemininden barış ve demokratik siyaset zeminine taşıyabilirim” sözlerini hatırlattı.

DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNE YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Kürt sorununun çözümünde silah, anadil ve yasalar gibi konuların tartışılmaya devam edeceğini söyleyen Temel, mücadelenin yeni bir forma büründüğünü belirtti. PKK’nin ortaya çıkışının da Kürt sorununun varlığıyla bağlantılı olduğunu dile getirdi.

ÖCALAN’IN MÜZAKERECİ ROLÜNE VURGU YAPILDI

Temel, Kürt siyasetinde terör örgütü elebaşı Öcalan’ın baş müzakereci olarak görüldüğünü, ancak meclis komisyonunda dinlenip dinlenilmeyeceğinin hâlâ tartışıldığını kaydetti. Devletin cesur adımlar atmadığını belirterek, gerçek bir çözüm için bu adımların atılması gerektiğini ifade etti.

DEVLETİN İNKAR SİYASETİNDE DEĞİŞİM ÇAĞRISI

Devletin inkar siyaseti değişmeden demokratik entegrasyonun mümkün olmayacağını belirten Temel, bu sürecin uzun soluklu bir mücadele olduğunu söyledi. Kürtlerin yaşadıkları coğrafyalarda demokratik bir devlet içinde eşit yurttaşlık temelinde yer alması gerektiğini vurguladı.