Rezilliğin Daniskası !!!

Sabah programlarını hepimiz biliyoruz…
Sabahları televizyonumuzu açıyoruz ve karşımıza koca bir rezillik pazarı çıkıyor…
Evet …rezillik pazarı !!!
Programı kim sunarsa sunsun, adı ne olursa olsun, isimlerin hiçbir önemi yok…
Ekrana bakıyorsun; ağlayanlar, kavga edenler, birbirini suçlayanlar…
Kocasını kaybedenler…
karısını başkasıyla basanlar…
Kayınbabasıyla yakalanan gelinler…
Damadına göz koyan kaynanalar…
Mahalle bakkalına, fırıncısına, yufkacısına gönül veren gelinler…
Baba belli değil, anne belli değil; çocukların masumiyetinin bile tartışma konusu edildiği hikâyeler…
Yaşlı kadınların genç çocuklara aşk ilanları…
İhanetler, itiraflar, yalanlar…
Daha neler neler …
Yani işin özeti kimin eli kimin cebinde belli değil…
Üstelik bu rezillikler hepsi milyonların gözü önünde, alkışlarla, kahkahalarla servis ediliyor.
Sanki bir insanın onuru, mahremiyeti; ucuz bir eğlence malzemesiymiş gibi…
Hani bu yıl “aile yılı” ilan edilmişti?
Hani aile kutsaldı?
Peki, her sabah ekranlardan topluma rezillik pompalayan bu programlar mı aileyi koruyacak?
Tam tersine…
Bu programlar reyting rekorları kırıyor, milleti ekran başına kilitliyor.
Haberleri, tartışma programlarını bile gölgede bırakıyor.
Ama asıl mesele başka…
Verdikleri algıyla yozlaşmayı normalleştiriyorlar!
İhanet, aldatma, çarpık ilişkiler artık sıradan bir olaymış gibi sunuluyor.
Gençler izliyor, çocuklar izliyor; bilinçaltlarına “ihanet olağan, aldatma sıradan” mesajı işleniyor.
İşte asıl tehlike burada!
Bizim gençliğimizde evin sırrı evin içinde kalırdı.
Ayıp vardı…
Edep vardı…
Haysiyet vardı…
Şimdi milletin mahremi açık açık ekranlarda sergileniyor.
Bu, işte rezilliğin daniskası ancak bu kadar olur.
Bir de utanmadan çıkıp, “Biz aileye sahip çıkıyoruz” diyorlar.
Hadi oradan!
Üç kuruşluk reyting uğruna insanların onurunu ayaklar altına almak mı aileye sahip çıkmak?
Peki Devletin kurumları ne yapıyor?
RTÜK bu rezillikleri görmüyor mu?
Elbette görüyor…
Ama nedense susuyor.
İstediği kanalı bir gecede kapatabilen kurum…
bu ahlaksızlıklara gelince üç maymunu oynuyor…
Susarak, görmezden gelerek bu rezilliğe ortak oluyor.
Değerli okuyucularım…
İnsan onuru oyuncak değildir!
Mahremiyet, toplumun en kutsal değerlerinden biridir.
Eğer gerçekten aileyi korumak istiyorsak, önce bu rezil programlara dur demeliyiz.
Çünkü aileyi çürüten, toplumu yozlaştıran, ahlaki değerleri erozyona uğratan en büyük tehlike işte budur.
Biz ekranlarda eğitim görmek istiyoruz, sanat görmek istiyoruz, başarı hikâyeleri dinlemek istiyoruz, örnek insanlardan ilham almak istiyoruz.
Ama maalesef, ekranları rezil programlar teslim almış durumda…
Ve bu gidişle toplumun çöküşünü hep birlikte izleyeceğiz.
Hem de canlı yayında…
Vesselam.