Soğuk Savaş döneminde geliştirilen bu sistem, herhangi bir insan komutuna ihtiyaç duymadan Rusya'nın nükleer karşılık verebilmesini sağlayan otomatik bir kıyamet senaryosu sunuyor. Ölü El, resmi adıyla “Perimetr” sistemi, Sovyetler Birliği tarafından 1980'li yıllarda geliştirildi. Sistem, Rusya'nın üst düzey askeri ve siyasi komuta kademesi bir saldırıyla yok edilse bile, hayatta kalan birkaç sensör ve merkez aracılığıyla otomatik olarak misilleme emri verebilme özelliğiyle ünlü.
Yer altına gömülü kontrol merkezleri, sismik hareketler, radyasyon seviyesi ve iletişim kesintilerini analiz ederek sistemin devreye girip girmeyeceğine karar veriyor. Eğer belirlenen eşiğin aşıldığı tespit edilirse, “Ölü El” sistemine bağlı roketler otomatik olarak ateşleniyor ve hedef ülkelere nükleer saldırı başlatılıyor. Ölü el sistemi aracılığıya nükleer bir saldırıdan toplanan bilgiler sonucu Moskova'daki komuta merkezinden hiçbir cevap alınmazsa, otomatik olarak ABD ve NATO müttefiklerine 400 bin füze eşzamanlı olarak fırlatacaktır.
“KİMSE KAZANMAYACAK” MESAJI
Ölü El’in temel amacı, Rusya’ya yönelik olası bir sürpriz nükleer saldırının bile boşa çıkmasını sağlamak. Kremlin bu sistemi potansiyel düşmanlarına, “ilk vuruşla bizi yok etseniz bile biz de sizi yok ederiz” mesajı olarak kurguladı. Sistem aktif hâlde tutulsa da kullanıma açık olup olmadığı konusunda Rusya net bir açıklama yapmıyor. Ancak Rus yetkililerin zaman zaman “tüm seçenekler masada” ifadeleriyle bu durumu gündeme getirmesi, caydırıcılığının gücünü gözler önüne seriyor.
SİSTEM HALA GİZLİ
Sistemin tam işleyişi gizli tutuluyor. Bazı iddialara göre, belirli kodlarla çalışan algoritmalara sahip olsa da, yapay zekâya benzer bir analiz mantığı taşıdığı öne sürülüyor. Rusya’nın geliştirdiği balistik sistemler, karadan denize ve havaya yerleştirilen sensör ağlarıyla entegre çalışıyor. Uzmanlara göre ise Ölü El’in devreye girmesi durumunda, dünya geri dönüşü olmayan bir nükleer felakete sürüklenebilir.
PUTİN'İN DİLİNDEN DÜŞMÜYOR
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sık sık dile getirdiği “topyekûn karşılık” söylemleri, Ölü El sisteminin yeniden tartışılmasına neden oluyor. Özellikle NATO ile yaşanan gerilimlerde bu sistem, Moskova'nın elindeki en ürkütücü silahlardan biri olarak anılıyor. Batılı uzmanlar, bu tür sistemlerin nükleer savaş riskini azaltmak yerine artırabileceği uyarısında bulunuyor. Çünkü yanlış alarm ya da teknik bir hata, insan kontrolü olmadan felaket zincirini başlatabilir.