İktidara yakınlığıyla bilinen Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, AK Parti kulislerinde konuşulan “Erdoğan sonrası dönem” iddialarını köşesine taşıdı. Selvi, isimler üzerinden yürütülen tartışmaların parti içine fitne sokma amacı taşıdığını savunarak AK Parti’yi açık açık uyardı. Yazısında geçmişte ANAP ve DYP’nin yaşadığı bölünmelere dikkat çeken Selvi, benzer bir senaryonun AK Parti için de devreye sokulmak istendiğini öne sürdü.
“ERDOĞAN SONRASI YİNE ERDOĞAN” VURGUSU
Abdulkadir Selvi yazısında daha önce dile getirdiği görüşünü yineleyerek, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra başka bir lider arayışının gerçekçi olmadığını savundu. Selvi’ye göre “Erdoğan sonrası” söylemi, AK Parti’yi zayıflatmaya yönelik bir stratejinin parçası.
Selvi, AK Parti’nin 23 yıllık iktidar geçmişine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
Parti, bu süreçte iki cumhurbaşkanı, dört başbakan çıkardı; darbeleri atlattı, krizleri yönetti ve güçlü bir liderlik etrafında iktidarını sürdürdü. Selvi, yaklaşan seçimlere de vurgu yaparak Erdoğan’ın yeniden kazanarak ülkeyi yönetmeye devam etmesinin Türkiye için bir “şans” olduğunu ifade etti.
“KULİSLERDE DÖRT İSİM KONUŞULUYOR”
Selvi, yazısında “Erdoğan sonrası” için kulislerde adı geçen isimleri de sıraladı. Buna göre öne çıkan isimler şunlar oldu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
MİT Başkanı İbrahim Kalın
Erdoğan’ın damadı, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar
Ancak Selvi, bu isimlerin birbirleriyle rekabet halinde olmadığını, aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sadakatle ve iş birliği içinde çalıştıklarını vurguladı. Yazara göre bu isimlerin karşı karşıya getirilmesi bilinçli bir “fitne siyaseti”nin ürünü.
HAKAN FİDAN VE İBRAHİM KALIN’A ÖZEL PARANTEZ
Selvi özellikle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yönelik eleştirilerin hedefli olduğunu savundu. Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği Fidan’ın, MİT Başkanlığı’ndan sonra Dışişleri Bakanı olarak da başarılı bir performans sergilediğini belirtti.
Fidan’ın Gazze’den Rusya-Ukrayna savaşına kadar pek çok uluslararası krizde aktif rol oynadığını yazan Selvi, Türkiye’nin dış politikasında Erdoğan’ın liderlik, Fidan’ın ise diplomasi ayağını yönettiğini ifade etti.
MİT Başkanı İbrahim Kalın için de benzer bir değerlendirme yapan Selvi, Kalın’ın “arka kapı diplomasisi” ve entelektüel birikimiyle Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat süreçlerinde kritik rol üstlendiğini kaydetti. Kalın’ın özellikle “Terörsüz Türkiye” sürecinde önemli sorumluluklar taşıdığına dikkat çekti.
BİLAL ERDOĞAN VE SELÇUK BAYRAKTAR DEĞERLENDİRMESİ
Selvi, Bilal Erdoğan’ın eğitim alanındaki faaliyetlerine vurgu yaparak, Türkiye’nin sorunlarıyla ilgilenmenin suç gibi gösterilmesini eleştirdi. Bilal Erdoğan’ın, eğitim ve ahlak temelli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Selçuk Bayraktar için ise “başlı başına bir başarı hikayesi” tanımını kullanan Selvi, İHA ve SİHA teknolojileriyle Türkiye’yi savunma sanayiinde küresel bir aktör haline getirdiğini belirtti. KIZILELMA, milli uydu ve haberleşme projelerinin de bu vizyonun parçası olduğunu yazdı.
ANAP VE DYP HATIRLATMASI: “OYUN AYNI OYUN”
Yazının en dikkat çeken bölümünde Selvi, geçmişte ANAP ve DYP’nin yaşadığı iç çekişmeleri hatırlattı. Turgut Özal sonrası ANAP’ın “Özal’cılar ve Mesut’çular” diye bölündüğünü, Süleyman Demirel sonrası DYP’nin “Demirel’ciler ve Çiller’ciler” ayrışmasıyla dağıldığını anımsattı.
Selvi’ye göre bugün AK Parti için de benzer bir senaryo devreye sokulmak isteniyor. “Oyun aynı oyun, aktörler aynı aktörler” ifadesini kullanan Selvi, partinin kendi değerlerinin birbirine çarpıştırılmaya çalışıldığını savundu.
“AK PARTİ BU TUZAĞA DÜŞMEMELİ”
Abdulkadir Selvi yazısını net bir uyarıyla tamamladı. AK Parti’nin dışarıdan yıkılamadığını, bu nedenle içeriden “kardeş kavgası” çıkarılmak istendiğini öne sürdü. Bu süreci “fitne siyaseti” olarak tanımlayan Selvi, bunun AK Parti’ye yapılabilecek en büyük kötülük olduğunu ifade etti.
Selvi, ANAP ve DYP örneklerinin AK Parti için “ibretlik bir ders” olduğunun altını çizerek, partinin bu oyuna gelmemesi gerektiğini vurguladı.
Selvi’nin yazısı şu şekildeydi:
“Yeni planın adı AK Parti içine fitne sokmak. AK Parti’nin önemli değerlerini birbiriyle vuruşturmak.
ERDOĞAN SONRASI YİNE ERDOĞAN
Bu oyunu Özal sonrası diye ANAP’ta, Demirel sonrası diye DYP’de oynadılar ve başarılı oldular. Şimdi de Erdoğan sonrası adı altında AK Parti’ye oynuyorlar. Erdoğan sonrası yine Erdoğan. AK Parti kurulduğu günden bu yana kendisini iktidara taşıyan bir lideri varken başka bir arayışa girer mi? AK Parti, 23 yıldır iktidarda. İçinden iki cumhurbaşkanı, 4 başbakan çıkardı. Darbeyi savuşturdu. Erdoğan inşallah önünüzdeki seçimi de kazanıp Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye devam edecek. Üçüncü dünya savaşının konuşulduğu bir dönemde Erdoğan gibi deneyimli siyaset ve devlet adamına sahip olmak Türkiye için bir şanstır. Ülkemizi Batılılara şikâyet eden Özgür Özel’e mi, yerli Zelenski olan Ekrem İmamoğlu’na mı teslim edeceğiz?
AK Parti’yi dışarıdan yıkamayanlar şimdi içine fitne sokmak suretiyle “kardeş kavgası” çıkarmak istiyorlar. Bunun adı “fitne siyaseti”. Bu, AK Parti’ye yapılacak en büyük kötülüktür. Bu, AK Parti’ye kurulmuş bir tuzaktır.
HAKAN FİDAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “sır küpüm” dediği Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı hedef alıyorlar. Hakan Fidan, MİT Başkanlığı’ndan sonra Dışişleri Bakanı olarak da başarılı bir performans ortaya koyuyor. Dış politikada ülkemizin çıkarlarını temsil etmek için yoğun bir mesai yürütüyor. Bir gün Gazze, diğer gün Rusya-Ukrayna savaşının müzakerelerinde ter döküyor. Dünyada neredeyse bir kriz varsa orada Türkiye’nin söyleyeceği bir söz var. Bunun liderliğini Erdoğan yapıyor, diplomasisini ise Hakan Fidan yürütüyor.
MİT BAŞKANI KALIN
MİT Başkanı İbrahim Kalın ise arka kapı diplomasisi ile önemli işlere imza atıyor. Entelektüel kişiliğiyle diplomasinin istihbarati boyutunda önemli katkılar sağlıyor. Türkiye’nin beka meselesi olan “Terörsüz Türkiye” sürecini yönetiyor.
Bunlar Türkiye’nin yetiştirdiği değerler.
Hakan Fidan da İbrahim Kalın da güçlerini devletimizden, etkilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinden, başarılarını ise devlet adamı kumaşlarından alıyorlar.
BİLAL ERDOĞAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ise Türkiye’nin dertleriyle dertlenen birisi. Kendisini eğitim hizmetlerine, erdemli ve ahlaklı insan yetiştirmeye adamış biri. Türkiye’nin sorunlarına kafa yormak ne zamandan beri suç oldu?
SELÇUK BAYRAKTAR
Selçuk Bayraktar da başlı başına bir başarı hikâyesi. İHA-SİHA teknolojileri ile yeni nesil savaş konseptinin yazılmasına neden olan dünyanın sayılı isimlerden biri. Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı KIZILELMA göklerde yerini alsın diye çaba gösteren, milli uydu ve milli haberleşme sistemi için yaptığı çalışmalar ilgiyle takip edilen biri.
Bunların hepsi birer değer. Bu değerleri çarpıştırmak için sinsi oyunlar tezgâhlıyorlar.
OYUN AYNI OYUN
ANAP’ı bitiren Özal sonrası ANAP’ın başına kim geçecek kavgası oldu. 18 Türk büyüğü diye bir şey ortaya çıktı. ANAP, Özal’cılar ve Mesut’çular diye ikiye bölündü. Sonra bir de baktık ki ortada ANAP diye bir parti kalmamış. DYP’yi Demirel’ciler-Çiller’ciler diye böldüler. Sonra ortada DYP kalmadı. Benzer bir oyunu AK Parti için oynamaya çalışıyorlar.
Oyun aynı oyun. Aktörler aynı aktörler. Bu kez de AK Parti’nin değerlerini birbirleriyle çarpıştırmak istiyorlar. AK Parti’nin bu tuzağa düşmemesi lazım. Bu oyuna gelmemesi gerekiyor. Çünkü sonuç ortada. ANAP ve DYP’nin kaderi AK Parti için ibretlik bir dersi oluşturuyor.”





