Son günlerde memlekette siyaset sahnesi fena hareketli… En çok konuşulan mevzu, bazı CHP’li belediye başkanlarının istifa edeceği söylentisi…
İlk hamle Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ndan geldi…
istifa ettiğini açıkladı…
Daha bu yankılar dinmemişken kulislerde “AK Parti’ye geçecek” dedikodusu dolaşmaya başladı bile…
Ama bitmedi… kulislerde denilen o ki..bu sadece başlangıç…Daha başka CHP’li belediye başkanları da istifa etmeye hazırlanıyormuş...
Hatta il-ilçe teşkilatlarından, gençlik kollarından da kopmalar olabilirmiş…deniliyor….
Şimdi olayı her yönüyle irdeleyip bakarsak….
seçilmiş bir siyasetçinin partisinden ayrılıp başka bir partiye geçmesi demokrasinin gereği ve haliyle doğal sonucu diyebiliriz…
Bunda gocunacak bir şey yok…Kişinin kendi kararıdır, eleştirilebilir ama kimse de “niye yaptın” diye hesap soramaz…
Yeter ki işin içinde hukuk olsun, kurallar çiğnenmesin…
Ama mesele, olayın arka planında ne döndüğüdür…
İstifanın ardından başlayan “Bizdeyken iyiydi, gidince kötü oldu” muhabbetleri, “Madem böyleydi, neden şimdi sustun?” lafları… Bu tavırlar ne siyasi ahlaka, ne de insanlık onuruna yakışıyor…
Asıl sıkıntı ise…
Eğer bu istifalar ve parti değişiklikleri, münferit baskılardan ya da başka hesaplardan dolayı oluyorsa… işte o zaman demokrasiye balta vuruluyor demektir…
Eğer böyleyse…olayın rengi değişiyor, işin içine hem hukuk, hem vicdan, hem de toplumun güveni giriyor…
Böyle bir durumda ise gerisi malum… “Vay halimize” deriz…
Vesselam…