Milyonlarca kişinin aktif olarak yer aldığı sosyal medya platformlarında hakaret ve linç içerikli paylaşımların artması, mevcut yasal düzenlemelerin mağdurları yeterince koruyup korumadığı sorusunu yeniden gündeme taşıdı. İnternet mecralarında kişilerin onur, şeref ve haysiyetine yönelik saldırıların sıklaşmasıyla birlikte, Türk Ceza Kanunu’ndaki hakaret suçuna ilişkin düzenlemeler ve özellikle “ön ödeme” uygulaması tartışma konusu oldu. Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün, sosyal medya kaynaklı hakaret suçları ve hukuki süreçlere ilişkin değerlendirmelerini TÜRKINFORM’a anlattı.

"SOSYAL MEDYA HUKUKSUZLUK MERKEZİNE DÖNÜŞTÜ"

Avukat Kürşat Ergün, sosyal medyanın başlangıçta ifade özgürlüğü ve sosyalleşme amacıyla ortaya çıktığını ancak zamanla farklı bir noktaya evrildiğini belirterek, “Son dönemde sosyal medya ve sosyal medyaya ilişkin yaşanan sorunlar gündemde bir hayli yer tutmakta. Her ne kadar başlangıçta ifade özgürlüğünü sağlamak adına bu platformların oluşturulduğu söylense de gelinen noktada ne yazık ki platformlar hukuksuzluk merkezleri haline dönüşmeye başladı” ifadelerini kullandı.

Sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyalarına dikkat çeken Ergün, bu mecraların insanların manevi şahsiyetlerini hedef alan saldırıların yoğunlaştığı alanlara dönüştüğünü dile getirdi.

HAKARET SUÇU VE YASAL TANIM

Hakaretin Türk Ceza Kanunu’na göre açıkça suç olarak düzenlendiğini hatırlatan Ergün, “Türk Ceza Kanununa göre; bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak hakaret suçu olarak tanımlanmıştır” dedi.

Her ifadenin otomatik olarak hakaret sayılmayacağını vurgulayan Ergün, kullanılan kelimenin bağlamı, zamanı ve olayın oluş şeklinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

HAKARET SUÇUNUN CEZASI NASIL UYGULANIYOR?

Avukat Ergün, hakaret suçunun cezasının Türk Ceza Kanunu’nda üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak düzenlendiğini ancak yapılan son değişiklikle uygulamanın fiilen farklılaştığını söyledi. Ergün, “Son değişiklik ile hakaret suçları ön ödeme kapsamına alınmıştır. Ön ödeme, savcılık tarafından şüpheliye tebligat gönderilerek belirlenen bedelin ödenmesi halinde dava açılmamasını ifade eder” diye konuştu.

Bu uygulamada, hakaret fiilini işleyen kişinin devlete 9 bin TL’yi üç taksit halinde ödemesi durumunda ceza almadan dosyanın kapandığını aktaran Ergün, bu durumun kamuoyunda ciddi rahatsızlık yarattığını ifade etti.

"CAYDIRICILIK ORTADAN KALKTI"

Ön ödeme uygulamasının hakaret suçlarında caydırıcılığı ortadan kaldırdığını savunan Ergün, “Bir kişi milyonlarca insanın görebileceği şekilde ağır hakaretlerde bulunuyor, mağdur savcılığa gidiyor ancak sonuçta şüpheli sadece belirli bir bedel ödeyerek ceza almaktan kurtuluyor. Bu durum, mağdur açısından adalet duygusunu zedeliyor” dedi.

Bu düzenlemenin, hakaret suçlarının azalmasına değil artmasına yol açabileceğini belirten Ergün, mağdur sayısının da bu nedenle artacağını dile getirdi.

Ön ödeme uygulamasının kapsamına da değinen Ergün, düzenlemenin kamu görevlileri için istisnalar içerdiğini ancak bu istisnaların da sınırlı olduğunu ifade etti. Ergün, “Kamu görevlileri bu düzenlemeden muaftır ancak kamu görevlisinin eşi ve çocuklarına yönelik hakaretler yine ön ödeme kapsamında değerlendirilmektedir” bilgisini paylaştı.

Çobanlıktan başlayan 42 yıllık bir kuaför hikayesi: Ankara Emek’te kuşaklara dokunan emek...
Çobanlıktan başlayan 42 yıllık bir kuaför hikayesi: Ankara Emek’te kuşaklara dokunan emek...
İçeriği Görüntüle

MEVZUATTA DEĞİŞİKLİK İHTİYACI

Mevcut düzenlemenin yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Avukat Kürşat Ergün, “Milyonlarca vatandaşımız sosyal medyadadır. Sosyal medya hesabı olmasa bile kişiler bu mecralar üzerinden mağdur edilebilmektedir. Hukukumuz vatandaşları korumalıdır” dedi.

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Ergün, yargının görevini etkin şekilde yerine getirebilmesi için açık ve caydırıcı kanun maddelerine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Muhabir: YAREN TEKİN