İlk olarak Bedevi Araplar ile Dürzi topluluğu arasında başlayan ve daha sonra Şam rejimi ile Dürziler arasında yayılan gerilim, Türkiye’nin diplomatik hamleleriyle kontrol altına alındı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Türkiye bu süreçte sükûnetin tesisi adına kilit bir arabulucu rol üstlendi.
Sahadaki gelişmeleri yakından takip eden Ankara, hem siyasi hem de istihbari düzeyde çok taraflı temaslar yürüttü. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Süveyda’daki krizi yakından izleyerek sürece doğrudan müdahil oldu. Her iki isim de gelişmeleri anlık olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a raporladı.
KALIN’DAN ABD, SURİYE VE İSRAİL İLE YOĞUN TEMAS
MİT Başkanı Kalın, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara ile doğrudan temas kurarak yalnızca Süveyda’daki çatışmaları değil, İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırılarını da gündeme taşıdı. Aynı zamanda ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yapılan görüşmelerle, Washington hattında diplomatik temaslar sıkı tutuldu. İsrail'deki muhataplarla da temaslar sürdürüldü.
Bu süreçte, MİT tarafından Dürzi lider Velid Canbolat ile de doğrudan görüşmeler gerçekleştirildi. Süveyda’daki çatışmaların sonlandırılması ve bölgede istikrarın sağlanması amacıyla yapılan bu temaslar, ateşkesin sağlanmasında önemli bir kilometre taşı oldu.
DIŞİŞLERİ BAKANI FİDAN’DAN AÇIK MESAJ: “İSTİKRARSIZLIĞA İZİN VEREMEYİZ”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, diplomasi trafiğinde etkin rol üstlendi. Fidan; ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan Al Suud ve Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile kritik temaslar gerçekleştirdi.
Fidan yaptığı açıklamada, “Suriye’de istikrarsızlığa yol açacak politikalara izin veremeyiz” diyerek Türkiye’nin pozisyonunu net şekilde ortaya koydu. Bakan Fidan’ın bu mesajı, Türkiye’nin yalnızca sınır güvenliğini değil, bölgesel barışı da öncelediğini gösterdi.
AHMET EL ŞARA'DAN TÜRKİYE'YE ÖVGÜ!
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara, yaptığı açıklamada Türkiye’nin arabuluculuğuna dikkat çekti. “ABD, Arap ve Türk arabuluculuğu olmasaydı, bölge kontrol edilemez bir duruma sürüklenebilirdi” ifadeleriyle Türkiye’nin diplomatik ağırlığını teslim etti.
Ankara’nın Süveyda krizine doğrudan müdahil olması, Suriye’nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve güvenliği konusundaki kararlı duruşunun bir yansıması olarak yorumlandı. Türkiye, bu adımlarla bölgesel çatışmaları diplomasi yoluyla yönetme kapasitesini bir kez daha gözler önüne serdi.