Futbol, geleneksel şirket veya sivil toplum kuruluşlarından farklı bir sosyal oluşuma sahiptir.
Bu sosyal oluşumun önemli özelliği; birbirinden farklı sosyal konuma ve farklı dünya görüşlerine sahip insanları en rahat biçimde bir araya toplayabilen bir şemsiye olma özelliğini içerir.
Bu karmaşık yapıyı yönetmek ve buna uygun takım kurmanın kendine göre iç dinamikleri vardır.
Öncelikle kulübün tarihsel hikâyesine ve bunun çerçevesinde şekillenmiş gelenekleri ve ilkeleri bilmek ve farkında olmak en belirleyici özelliktir.
Her futbol takımı toplum üzerinde bir beklentiye açık olmakla beraber, kendi taraftarı üzerinde de bir misyon etkisi vardır. Bunun temeli bu tarihsel bellektir. Tüm eylemlerin zamanın ruhu ve tarihsel hikâye ile değerlenmiş olması gerekir.
Kulübün yaşam şifrelerini içeren bu bellek, yaşanan koşulların ve değişimlerin etkisi dışında kalmayacak şekilde kendini yenileme kodlarına sahip olma zorunluluğunu taşır.
Her tarihsel bellek kuşaklar arasındaki bağın ana değeridir. Bu hiçbir şekilde yok sayılamaz veya görmezden gelinerek farklı bir anlayışın oluşması gerçekleştirilemez.
İşte bu kimlikle beraber yıllar içindeki beklentiler şekillenir, değişimler sağlanır ve hedefler belirlenir.
Takım kurma, takımı meydana getiren bileşenlerin aynı kimlik ve amaç etrafında oluşması ve bu kimliği geliştirecek olan hedefleri oluşmasını sağlayacak bütünlük içermelidir. Burada sözünü ettiğimiz kavram “kolektif bilinç’tir. Bu bireylerin çıkarları üzerindedir.
Yönetim, finansal yapının sağlıklı ve doğru şekilde oluşturması ile beraber, takımın hedeflerine uygun teknik yapının oluşmasını sağlayacak esasları belirler. Teknik yapı ise takımın misyonuna, vizyonuna ve belliğine uygun oyun stratejilerini belirleyerek buna uygun oyuncu profillerinin oluşumunu ve seçilmesini sağlar.
Öncelik, kimliğe ve vizyona uygun belirlenmiş hedeflerdir.
Başarı için en basit ölçekli; yönetim, teknik heyet ve futbolcular kendi koşulları içerisinde, hiyerarşik yapıda da iç ve dış beklentileri karşılayacak bütünlüğe sahip olması gerekir.
Kulübün misyonu ve vizyonu ortaya çıkmalıdır. Tarihsel süreç, yaşananlar, arma ve sürece dahil olmuş insanların bu armaya duydukları heyecan taraftara toplum içinde gurur duyacağı bir kimlik kazandırır.
Taraftarın bu duygusunu canlandırmak için yönetim kurulunun ve başkanın armadaki sorumlulukların ne olduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Yoksa, sürecin başlangıcındaki stratejik hataları domino etkisi ile sonuna kadar gider.
Değişimlere açık olmakla beraber, tarihsel süreçten gelen misyonu bozmayacak ve bütünlüğe hiçbir şekilde zarar vermeyecek yönetim mekanizmasının devrede olması gerekir.
Buranın sağlamlığı, arkadan seçilecek olan teknik direktörün seçimindeki kıstasların sağlamlığını da beraberinde getirir.
Her teknik direktörün kendine ait prensipleri vardır. Ama her kulübünde kendine ait prensipleri vardır, mühim olan bunları birbiriyle dengeleyecek donanımda bir teknik direktörü bulmaktır.
Teknik direktörün bireysel marka kimliği kulübü güçlendirir. Ancak kulübün marka gücünün önüne, üzerine çıkmaya başlarsa, artık kulüp açısından zayıflama başlar ve tüm iletişim kopmaya başlar. Teknik direktörün mesleki donanımlarının kulübün misyon, hedef ve beklentilerini karşılayacak düzeyde olması başarıyı sürdürmek açısından önemlidir.
Futbolcu seçiminde, başlangıç noktalarındaki belirleyici kriterlerin kesinleşmesi hata payını en aza indirmiş olur.
Buradaki en büyük kazanç; alt yapıda uzun yıllar oynamış oyuncuların A-Takım seviyesinde oynamaları sağlanmasıdır ki bu büyük bir ayrıcalık ve kazanç (!) olur.
Çünkü, küçük yaştan itibaren kulübün kültür kodlarını öğrenilmesi ve bunu her aşamada kullanması, A-Takım seviyesinde dışarıdan gelen oyuncuların takıma uyum sağlanması için süreci kısaltan ve doğrudan hedefe yönelmesini sağlayan bir denklem oluşturur.