Tam Gün Çalış, Sigorta Yok: Çırak ve Stajyerin Sessiz Çığlığı

Geleceğimiz ve umudumuz olarak görülen gençlerimizden oluşan stajyer çıraklarımız ve ustaların beklentileri nelerdir?

Geleceğimiz ve umudumuz olarak görülen gençlerimizden oluşan stajyer çıraklarımız ve ustaların beklentileri nelerdir?

Bugüne kadar ne bürokrasi ne siyaset ne de işveren tarafından sorulmamış önemli bir sorudur;

Bu sorunun hiç sorulmamış olması, bugün karşı karşıya kaldığımız "ara eleman eksikliği" sorununu doğurmuştur.

Üstelik yalnızca ara eleman değil, aynı zamanda usta düzeyindeki nitelikli iş gücüne duyulan ihtiyaç da artmıştır. Bu durum, iş dünyasında giderek büyüyen bir "aranan eleman" krizine dönüşmüştür.

Fiilen bir işyerinde, iş akdi ve ücret karşılığında çalışmak sigorta hakkı doğurur. SGK mevzuatına göre bir gün bile çalışan kişi sigortalanmak zorundadır. Ancak 3308 sayılı yasa, stajyer ve çıraklığı "eğitim" olarak tanımlayarak bu hakkı baştan sınırlandırmaktadır.

Oysa stajyer ve çıraklar; sanayi, imalathane, banka, kuaför, lokanta ve muhasebe bürolarında üretime tam anlamıyla katılmakta, işverene doğrudan kazanç sağlamaktadır. Bu durum onları fiilen birer “bedava işçiye” dönüştürmekte ve ustalık-çıraklık kültürünü itibarsızlaştırmaktadır.

Gençler ve aileleri, okul tanıtımlarında anlatılan "erken sigorta" vaadine güvenmekte; ancak çoğu sektörde sadece Kısa Vadeli Sigorta primi yatırıldığını öğrendiklerinde ne sigorta haklarının ne de emeklerinin karşılığını alabildiklerini fark etmektedirler.

Bu tablo, geleceğin iş gücünü daha en başında güvencesizliğe mahkûm etmekte ve genç neslin çalışma hayatına duyduğu güveni sarsmaktadır.

Yurt Dışı Stajda Sigorta Var, Yurt İçinde Yok: Bu Adalet mi?

Yurt dışında staj veya çıraklık yapan gençler tam sigortalı sayılmakta, sosyal haklara eksiksiz şekilde ulaşabilmektedir. Dahası, bu süreçteki sigorta süreleri Türkiye'de SGK tarafından da kabul edilmektedir.

Ancak aynı işi, aynı şartlarda yurtiçinde yapan gençler sigorta kapsamı dışında bırakılmakta, temel sosyal güvencelerden mahrum kalmaktadır. Bu eşitsizlik hem insan hakları hem de sosyal adalet açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır.

Bu durum, gençlerin “Yurt dışında hem haklarımı alırım hem de geleceğimi kurarım” düşüncesini güçlendirmekte; beyin göçü fikrini daha da cazip hale getirmektedir.

Stajyer ve Çıraklar: Öğrenci Değil, Fiili Çalışan

Meslek hastalıkları ve iş kazası sigortalarının yatırılması, stajyer ve çırakların fiilen çalıştığının açık göstergesidir. Nitekim bu öğrenciler her türlü işe yönlendirilmekte, bazıları yaralanmakta, hatta yaşamını yitirmektedir.

Bu durum, onların “iş öğrenen” değil, “iş yapan” konumunda olduğunu göstermektedir. Ürettikleri değer; işverene, devlete ve okulun döner sermayesine gelir sağlamaktadır. Buna rağmen sosyal güvenceleri sınırlıdır.

Ayrıca TÜİK, stajyer ve çırakları çalışan sayısına dahil ederek işsizlik oranlarını olduğundan düşük göstermektedir. Bu da verilerin sağlıklı değerlendirilmesini engelleyen bir başka yapısal sorundur.

39 Yıllık Sorun Hâlâ Çözüm Bekliyor

Stajyer ve çırakların sosyal güvenlik ve özlük haklarına ilişkin sorun, 39 yıldır çözülememiş olarak Türkiye’nin gündeminde durmaktadır.

Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Müşaviri Sayın Onur Önal tarafından kapsamlı bir Çözüm Dosyası hazırlanmıştır. Dosyada; sosyal güvenlik açıklarının nasıl kapanacağı, tam sigorta hakkının devlete ve işverene ekonomik katkıları, aktüeryal dengeye etkisi ve emekli maaşlarının sürdürülebilir şekilde artırılmasına yönelik somut veriler yer almaktadır. Tüm analizler, devlet kaynaklı sayısal verilerle desteklenmiştir.

Tam Sigorta Hakkı: Ekonomik Katkı ve Sosyal Dönüşüm

Hazırlanan Çözüm Dosyasına göre, stajyer ve çıraklara tam sigorta hakkı tanınması halinde yalnızca 2025 verileriyle SGK’ya yıllık yaklaşık 190 milyar TL prim geliri sağlanacaktır. Bu düzenleme her yıl artan öğrenci sayısıyla sürdürülebilir ve büyüyen bir kaynak niteliği taşımaktadır. Üstelik kamu bütçesine ek yük getirmeyecektir.

Bu model sadece finansal katkı değil, aynı zamanda:

  • Beyin göçünü azaltma,
  • Genç istihdamı artırma,
  • Meslek liselerine yönelimi teşvik etme,
  • Mesleklerin itibarını yeniden kazandırma,
  • Sosyal adaleti güçlendirme,
  • Kalifiye iş gücünün yurtiçinde kalmasını sağlama

gibi çok yönlü kazanımlar sunacaktır.

Ayrıca işverene uzun vadeli iş gücü yatırımı imkânı sunarak, "aranan eleman" sorununu bitirme ve yüksek nitelikli personel maliyetlerini dengeleme potansiyeline de sahiptir.

Geleceğe Giden Yol, Sosyal Güvenceden Geçer!